enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,4273
EURO
36,6047
ALTIN
3.092,75
BIST
9.866,73
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
10°C
Cumartesi Açık
11°C
Pazar Açık
11°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
11°C

Aklın tanrı olduğu bir yüzyılda yaşıyoruz / Mehmet Kurtoğlu

Aklın tanrı olduğu bir yüzyılda yaşıyoruz / Mehmet Kurtoğlu
REKLAM ALANI
A+
A-

Son yirmi otuz yılda liberalizm/kapitalizm ve dijitalizmin ortaklaşa inşa ettiği zihin dünyasını Müslümanlar henüz tam olarak anlayabilmiş değil. Kapitalizm parayı kutsayarak maddi bir cennet, liberalizm değer yargısı tanımayarak ahlaksız bir yaşamı dayatmaktadır. Daha geçen yüzyılın başında Mehmet Akif, liberalizmi “mezhebi geniş” diye tanımlamıştır. Çocukluğumda bazı yaşlılar deyusa “mezhebi geniş” diyordu. Bugün ise sosyal ve ticari hayatın mantalitesi liberalizm üzerinde dönüyor. Her kavram ve ideoloji kendi sosyolojini ve zihin dünyasını yaratır.
Kapitalizm ve liberalizmden daha çok dijitalizm yarattığı yeni zihin dünyası üzerinde durmak gerekir. Müslümanlar henüz bunun getirdiği değişimin farkında değil. Dijitalizm yalnızca sosyal hayatı değil aynı zamanda kutsala ve sanata bakışı da şekillendirmektedir. Bugün gelinen noktada şiiri tiyatro, tiyatroyu roman, romanı sinema bitirmiştir. Dijitalizm ise bu sanatların hepsini kendi içine alarak meczetmiş, bir nevi bitirmiştir. Dijitalizm musiki, sinema ve televizyonu değiştirip dönüştürmüştür.
Dijitalizmin hayatımıza kazandırdığı yepyeni bir kavram var: Metaverse! Artık sinemada filmin kahramanın yaptıklarını alkışlayan bir kitle yok. Bizzat filmin/oyunun içine girip kahraman olmak isteyen, hikayeyi kendi keyfine göre şekillendiren izleyici var. Bu sanal dünyada herkes oyuncudur, hiç kimse seyirci degildir. Yaşadığımız gerçek dünya da böyle değil midir? Shakespeare’in deyişiyle dünya bir sahnedir ve herkes bir oyuncudur. Dijital dünyanın çocukları sinemada seyirci olmak istemediği gibi siyasette, sanatta, teolojide vs. herşeyde rol almak istiyor. Yanlışı, beğenmediğini; hemen müdahale edip değiştirmek istiyor. Dini ve ideolojik keskin çizgileri olmadığı için sanal çocukları belli bir fikrin, dinin hatta mezhebin içine oturtamazsınız. Dijital mecrada kutsal kitaplar inanılarak okunan ve ibadet edilen bir kitap değil, sorgulanan bir kitaptır. Nasıl ki sanal dünyada filme veya oyuna müdahale ediyor, senaryoyu beğenmediğinde değiştiriyorlarsa kutsal kitapları da tıpkı fikri bir kitap gibi eleştiriyorlar.
Yeni kuşak Kur’an’ı iman edip ibadet için okumuyor, sorgulamak için okuyor. Her satırında modern dünyanın sosyolojisini, felsefesini, dilini arıyor. Antik felsefede olduğu gibi doğayı gözlemleyerek düşünce ileri süren metinlerden uzak bir zihin dünyaları var. Gökyüzü yeryüzü ve hayvanlardan örnekler veren düşünce metotlarına çok uzak bir zihne sahipler. Bunların onlarda karşılığı yok. Hatta geçen yüzyılın makinaları, alet edavatlarının dahi bir karşılığı yok. Karasaban, kandil, fanus, daktilo, hesap makinası, radyo, teyp bütün bunların onlarda hiç bir karşılığı yok. Çünkü doğayı tanımıyorlar. Kediyi köpeği evin içinde görmüş bir zihin için köpeğin necis olduğunu söyleyen fıkhın bir anlamı yoktur. Sanal bir dünyada yaşayan bir gencin camide imamın arkasında namaz kılmak gibi bir kaygısı yoktur; zira bu işi cep telefonundaki müezzin ve imam Efendi pekala görebilir. Gelecekte dijital dünyanın çocukları hacca gitmek için çaba sarfetmeyeceklerdir. Sanal dünyada bire bir inşa edilen Mekke ve Medine’yi gezecek, Kabe’yi tavaf edip hacı olacaklardır. Suudi daha şimdiden bu işlere yatırım yapmaya başlamış….
Çağ akıl çağı. Duygunun ikinci plana atıldığı aklın öne çıkarıldığı bir bir çağ. Evlilikler aşk veya sevgi üzerine değil akılcılık üzerine kuruluyor. Kapital ve kariyer evlilikte aranan en önemli özellik. Evlilikler artık kutsal bir müessese değil bir şirket! Bunun hikayesini Bekir Yıldız yıllar önce yazmıştı. Sanal dünyanın insana veremeyeceği hiç bir yok. Herşeye ulaşabileceğiniz bir dünya yaratıyor çünkü. Örneğin Dünyanın en güzel kadınıyla sanal dünyada bir araya gelebiliyorsun. Hatta kendi karakterini, kendi yüzünü yaratarak rol alıyorsun.
Bütün bunlar binlerce yıllık kadim dünyanın artık kutsal ve kavramlarnın iflas ettiğini yeni bir dünya yaratıldığını gösteriyor. Bu yeni dünyaya insanlık çok geç bir tarihte girecekti. Pandemi ile bu süreci daha da hızlandırdılar. Herkesi dijital dünyanın müdavimi yaptılar. Dijital dünya kısa dönemde çılgınlık derecesinde bir haz verebilir ancak manevi ve metafizik boyutu olan insanı gelecekte nerelere sürükleyecek, bilinmiyor. Geleceğin dünyasında insanları neler bekliyor kestirmek çok zor. Bugün dijitalizmi konuştuğumuz kadar gelecekte inşa edeceği dünyayı da konuşmalıyız. Yeni bir medeniyet tasavvurunda Dijitalizm yeri nedir nasıl olmalıdır sorgulamamız gerekir. Yoksa bu sanal dünya bizi gerçeklikten koparacak, geçmişte olduğu gibi efsanelerde yaşadığımız gibi hayal veya efsane dünyasında yaşatacaktır.

REKLAM ALANI