Boğazın gerdanlığı bir erguvan zamanı
Sevdanın ikliminde gökler yerin hayranı
Efsunlanır vakitler zümrüt ve turkuazla
Erenköy bahçeleri edalanır o nazla
Erguvan mevsiminde Çamlıca’nın tepesi
Kıskanır deli martı denizden gelir sesi
Renklerin cümbüşünde an İstanbul erguvan
Gözün gönlün açılır bir farklı olur havan
Minarenin gölgesi düşerken berrak suya
Kızkulesi huzurla gece varır uykuya
Nakışlı mendil gibi rüzgâr ile salınır
Her uyku menzilinde yüreklere dalınır
Beyazıt meydanında ansızın sana bakar
Gülen zarafetiyle gönüle sevda akar
Bakışın derinliği an İstanbul erguvan
Uhrevi ikliminde Sultan Ahmet’te duan
Erguvan İstanbul’un sinmiş her toprağına
Bir şehir simgelenmiş oturmuş otağına
Gizemler atlasında renginde gizli dünya
Haliç kıyılarında bir farklı hayal rüya
Erguvani yalnızlık içinde tatlı hüzün
Görünce güzelliği aydan mehtapça yüzün
Çiçekleri açarken an İstanbul erguvan
Huzur içine düşer mutluluk olur yuvan
Solmadan erguvanlar yedi tepe üstünde
Gönlüne sevda salsın o mevsimler düğünde
Ah Karaca Ahmet’te! Nasıl açmış makberde
Ölümle dirilişin işareti her yerde
Bir erguvan masalı sen bana söyle şehir
Boğaz altından kemer güneş altında nehir
Düşünde aşka kapı an İstanbul erguvan
Yahya Kemal’e rahmet sanki vakit o zaman
Aşka açan tomurcuk her incecik bahara
Üsküdar sırtlarında esen tatlı rüzgâra
Marmara’nın mavisi yeşil baharın rengi
Gül endamlı sadabat olur mu buna dengi?
Sultan ruhaniyeti Topkapı bahçesinde
Şiir olur erguvan İstanbul lehçesinde
Mistik atmosferlerde an İstanbul erguvan
Bahar kokan hayali uhrevi Eyüp Sultan
Firuze hayallerle bir vapur yolculuğu
Beylerbeyi önünde boğaz güller oluğu
Gölgesi düşen çınar erguvan yaprağına
Rabbimin hediyesi İstanbul toprağına
Ilık lodos altında her yağmur düzleminde
Tatlı tatlı salınmak erguvan özleminde
Kentin coğrafyasında aşk erguvan lilası
Bahara böyle bakış ümitlerin cilası
Her sevdanın çağında an İstanbul erguvan
Bu aşka kapı açan Fatih gibi komutan
…