Pandemi döneminde Avrupa’da 16 ton üzeri kamyon ve çekici satışları, yüzde 27,3’lük düşüşle 198 bin 352 adet olarak gerçekleşti.
Ağır ticari araç pazarı, Almanya’da yüzde 26, Fransa’da yüzde 25.8, İspanya’da yüzde 22.1 daraldı.
Türkiye’de, Ağır Ticari Araçlar Derneği (TAİD) verilerine göre, 2020 sonunda 16 ton üzeri ağır ticari araç pazarındaki satışlar 7 bin 300 adetten,
16 bin 270’e yükseldi. Böylece, bir önceki yıla göre yüzde 122,9 oranında arttı. Semi-Treyler araç pazarı ise, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 197 artışla 7 bin 231 adete ulaştı. Kısaca, 2020’de Avrupa’da yeni kamyon ve çekici satışları yüzde 27,3 azalırken, Türkiye’de yeni kamyon ve çekici satışları yüzde 122,9 arttı.
TTT Global Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan, Pandemiye rağmen Türk kamyon pazarındaki olumlu gelişmelerin lojistik sektörüne umut verdiğini kaydetti.
Arslan şunları söyledi:
“Ülkemizde her gün ortalama 450 bin kamyon FTL taşıma gerçekleşiyor. 1.2 milyonu aşkın SRC belgeli kamyon şoförü, ekmeğini buradan yiyor.
Türk kamyon pazarının kendine has dinamikleri, pandemide de kendisini gösterdi. Küresel kamyon üreticileri de, Türkiye pazarının ne kadar dinamik ve vazgeçilmez bir pazar olduğunu bir kez daha görmüş oldular. 100 milyar dolarlık Türk lojistik sektörü 2021 yılına umutla girdi. Türk lojistik sektörü,
Tırport ile uçtan uça dijital dönüşümünü sağlarsa ve doğru yatırımlarla desteklenirse, 2030 yılında 1 trilyon dolara ulaşabilir.
Türkiye, Avrupa’nın en büyük kamyon pazarına sahip.
Ülkemiz, yollardaki 850 bin kamyonu, 1.2 Milyon SRC belgeli kamyoncusu, 8 bine yakın nakliye firması ve günlük 450 bin kamyon taşıma trafiği ile
Avrupa’nın en büyük kamyon pazarı. Türkiye’de kamyonların yüzde 95’i şahıslara aittir. Nitekim, 10 yıl önce lojistik firmalarındaki özmal oranı yüzde 40’lardayken, bugün bu oran yüzde 10’ların altına düşmüştür. Birçok büyük lojistik firmasının özmal kamyonu hiç yoktur. Türkiye’nin en büyük iş hacmine sahip 10 lojistik firmasının ortalama özmal oranı ise, yüzde 20’nin altındadır. Gittikçe ağırlaşan ekonomik şartlar, kontrat lojistiği yapan lojistik firmalarını son 10 yıl içinde hızla özmaldan kaçırmıştır. Çünkü, sıfır bir kamyona yaklaşık 100-120 bin Euro yatırım yapılıyor. Navlun fiyatlarının bıçak sırtında olduğu, dönüş yükünün her zaman sorun olarak pusuda beklediği Türkiye’de, kamyon yatırımı yapan birisinin, yatırım geri dönüş süresi 10 yılı geçiyor.
Artacak amortisman ve bakım maliyetleri nedeniyle, bu sabredilemeyecek kadar uzun bir süre oluyor. Ülkemizdeki kamyonların yüzde 95’i şahıslara ait. 2021 başı itibariyle Türkiye’de yollardaki kamyonların yüzde 65’i, kamyonetlerin ise yüzde 51’i, 11 yaş ve üzerindedir.
Oysa, Avrupa Birliği ve İngiltere’deki kamyonların yüzde 61’i, 0-5 yaş aralığındadır. Almanya’daki kamyonların ise yüzde 82’si, 5 yaşından gençtir.
Hızla gelişen çevresel hassasiyetler Türkiye’deki kamyon ve kamyonetlerin yaş gruplarını, Avrupa ile kıyasladığımızda, riskli boyuta getirebilir.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye’deki kamyonların yenilenmesi sürecinin hızlanacak. Ve yeni kamyon pazarındaki satış hacminin artarak devam edeceğini söyleyebiliriz.”
