Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sn. Murat Kurum, “Yeşil Kalkınma Yolunda Türkiye” temalı istişare toplantısının sonuç bildirgesinde “İklim dostu yeşil binaların yapımına öncelik verilmesi ve bu kapsamda teşviklerin artırılmasına ilişkin madde doğrultusunda yapılacakları duyurdu. Bu kapsamda önemli bir düzenleme yapıldı ve Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği değiştirilerek bugün resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle ilgili olarak bir açıklama yaptı. Atılan adımları yakından takip ettiklerini ifade eden İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu şunları belirtti: “Bakanlığımız 1 Ocak 2023’ten itibaren, bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfının en az ‘B’ olacak şekilde inşa edilmesini ve kullanılacak enerjinin en az yüzde 5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasını zorunlu hale getirdi. Düzenlemeyle birlikte, halen “C” olan asgari enerji performansının “B”ye çıkarılması, ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında da bir miktar artışı beraberinde getirecek. Bu kapsamda Bakanlığımızın yayımlandığı rehberi dikkate aldığımızda cephelerdeki asgari ısı yalıtım malzemesi kalınlıkları İstanbul’da 5 cm’den 8 cm’ye, Ankara’da ise 6 cm’den 9 cm’ye çıkacak. Çatılarda ise kalınlık İstanbul’da 10 cm’den 14 cm’ye, Ankara’da ise 12 cm’den 18 cm’ye çıkacak. Döşemelerdeki kalınlık artışları Ankara’da 7 cm’den 9 cm’ye, İstanbul’da 5 cm’den 7 cm’ye çıkacak . Ayrıca kaplamalı yalıtım camı üniteleri ile ısı yalıtım değerleri iyileştirilmiş pencerelerin kullanımı artacak. Öte yandan enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için tüm binaları kapsayan ve enerji verimliliğinde yüzde 20’den çok daha fazla iyileştirme hedefleyen düzenlemelere ihtiyacımız olduğunu söylemeliyiz.”
Enerji limitlerimiz gelişmiş seviyesine getirilmeli
Türkiye’de 2020 yılındaki toplam enerji tüketiminin yüzde 33 gibi büyük bir payının binalarda gerçekleştiğini belirten Eruslu şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken, ülkemizde 2008 yılında tanımlanmış enerji limitleri kullanılmaktadır. AB’nde 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü neredeyse sıfır enerjili olarak üretiliyor. 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 120-150 kW (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Yönetmelik revizyonu ile kapsama giren toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan sınırlı sayıdaki yapılarda enerji tüketimini 100-120 kW seviyesine çekmiş olacağız. Kapsam dışındaki binalar ise 120-150kW mertebelerinde enerji tüketmeye devam edecek. Özetle hala enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Bir an önce Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimiz ve U değerlerimiz bu revizyonla birlikte gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmeliyiz. Binalarda ısıtma ve soğutma amacıyla kullanılan enerjide israfın önüne geçmemizin hem toplum hem ülkemiz ekonomisi için büyük önem taşıdığını her fırsatta vurguluyoruz. Dernek olarak hayata geçirdiğimiz ‘Tek yol U dönüşü’ kampanyamızla da U değerlerinin (ısı geçirgenlik oranı) ülke genelinde iyileştirilmesi konusunda yoğun bir gayret sarf ediyoruz.”
Yalıtım kalınlığının artmasının inşaat maliyeti etkisi oldukça azdır
Yalıtım kalınlığının arttıkça sağlanacak enerji verimliliğinin de aynı oranda arttığını ifade eden Eruslu şunları söyledi: “Buna karşılık kalınlık artışının inşaat maliyetine etkisi oldukça azdır. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri; yapıştırıcı, sıva vb. yardımcı malzeme maliyetleri; boya, dış cephe kaplaması, alçı levha gibi iç yüzey kaplamaları, şap gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Oysa ısı yalıtımı uygulaması içerisinde ısı yalıtım malzemelerinin maliyeti, toplam maliyetin içinde belli bir paya sahip. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyeti uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Bunu iki katına çıkardığımız zaman toplam bedel ikiye katlanmayacak. Ama bu sayede ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olacak. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder, bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder.
Enerji verimliliğinde gelişmiş ülkelerle aramızdaki mesafeyi kapatacak esaslı adımları atarak enerji limitlerimizi belirlememiz gerekiyor. Ortak hedefimiz Türkiye’deki binaların çok daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması olmalı. Tüm dünyada olduğu gibi önce Isı yalıtımı uygulamaları ile enerji ihtiyacı en düşük seviyeye getirmeli ve kalan enerji ihtiyacının mümkün olduğu kadar yenilenebilir enerji ile karşılanması hedeflenmelidir. Bu noktada kentsel dönüşüm sürecini enerji verimli yapılaşmada fırsat olarak değerlendirmeliyiz.”