enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
28,9322
EURO
31,7062
ALTIN
1.875,11
BIST
8.120,48
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
16°C
İstanbul
16°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
16°C
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

Bir Binanın Var Olma Mücadelesi (Sultan II. Bayezid Külliyesi)

Bir Binanın Var Olma Mücadelesi (Sultan II. Bayezid Külliyesi)
REKLAM ALANI
21.02.2020
0
A+
A-

Külliye, mimari açıdan bir şaheser olarak karşımıza çıkar. Külliye’ye bağlı darüşşifa ise verdiği hizmet açısından günümüz de dünyanın en ileri sağlık kuruluşlarına model olmuştur. Sultan II. Bayezid Külliyesi, Osmanlı Devleti için her zaman ikinci başkent olarak kalmış olan Edirne’dedir. Halkın yoğun talebi üzerine, II. Bayezid’ın emri ile Mimar Hayrettin tarafından inşa edilmiştir. 25 Mayıs 1484’te temeli atılan yapı dört yıl gibi kısa bir sürede tamamlanıp, 1488’de halkın hizmetine sunulmuştur. II. Beyazıt külliyesi, darüşşifa (hastane), tabhane (misafirhane ve dinlenme evi) tıp medresesi, cami, imaret(mutfak, yemekhane, depo) köprü, hamam, değirmen, su deposu, sıbyan mektebi (ilkokul), mehterhane (konservatuar), muvakkithane(günün saatlerini, takvimini bildiren kurum) ve mumhane(Edirne ve Külliye için mum üreten birim) den oluşan bir kompleks şeklinde inşa edilmiştir. Kısacası külliyeyi sağlık, sosyal, eğitim ve dini hizmet veren bir kompleks olarak tanımlamak yerinde olur. Darüşşifa, denilince akla ilk olarak akıl hastalarının tedavi edildiği bir hastane gelir; Oysa darüşşifa, hizmete girdiği dönemden 1850’li yıllara kadar, ruhsal ve fiziksel tüm hastalıkların tedavisinin yapıldığı tam donanımlı bir hastanedir.1850’li yıllarda sadece ruh hastalarının tedavi edildiği bakımsız bir hastane durumuna düşmüştür. 400 yıl kesintisiz hizmet veren hastane vakıf sisteminin çökmesiyle kendi kaderine terkedilmiştir. Tunca Nehri kıyısında inşa edilmiş olan hastane nehrin taşkınlarından da büyük zarar görmüştür. Hem doğal afetler hem de bakımsızlık hastaneyi hizmet veremeyecek duruma düşürmüştür. 1896 yılında darüşşifa, tadilata alınır ve sadece ruh hastalarının tedavi gördüğü bir hastane olarak yeniden hizmete girer. 1910 yılında Alman mimar Cornalius tarafından bir restore işlemi yapılsa da Balkan Savaşlarının patlak vermesi ile külliye ve dolayısıyla darüşşifa kendi kaderine terk edilir. Darüşşifa, 1967’de bir restore daha geçirir. Bu tarihten sonra bir süre Edirne Tıp Fakültesi tarafından konukevi ve öğrenci yurdu olarak kullanılır. Trakya Üniversitesince Külliyenin kendilerine devri için girişimler yine bu tarihlerde başlatılmıştır. Bu girişimler 1984’te sonuçlanmıştır. Külliye’nin, cami dışındaki birimleri Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Trakya Üniversitesine devredilmiştir. Üniversite senatosu 19 Mart 1997’de Trakya Üniversitesi Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nin kurulmasına karar vermiştir. Bundan dört gün sonrada yapı Sağlık Müzesi olarak hizmete girmiştir.

MİMARİ AÇIDAN DARÜŞŞİFA

Kuruluşundan 1850 yılına kadar dünyanın model aldığı bir sağlık kuruluşu olarak karşımıza çıkar. Darüşşifa döneminde II. Beyazıt külliyesi içinde bir tıp fakültesi ve üniversite hastanesi işlevi görmektedir. Hizmet verdiği dönemde, Avrupa hastanelerinden çok ileri olan tıp uygulamaları, akıl hastalarına verilen değer bakımından darüşşifa dikkat çekmektedir. Darüşşifa’yı sadece tıbbi açıdan ele almak doğru değildir; çünkü hastane binası karşımıza mimari bir şaheser olarak çıkar. Akustik açısından özel bir yere sahiptir. Hastane sahnesinden yayılan müzik sesi yankılanmadan hastanenin her tarafından aynı netlikle işitilebilmektedir.

DARÜŞİFA’YI ÖZEL KILAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Kuruluş yıllarında hastanenin yatak kapasitesi 32 dir. Biri hekimbaşı olmak üzere 3 uzman hekim, 2 göz hekimi, 2 cerrah ve 1 eczacı olmak üzere 21 personele sahiptir. Zamanla ihtiyaç doğrultusunda yatak ve personel sayısında artışlar olmuştur. Başta sıradan bir hastane gibi görünse de; Darüşşifa’yı önemli kılan bir hastane olarak çağının çok ilerisinde uyguladığı tedavi yöntemlerdir. Hastane’de ilaç tedavisinin yanı sıra uygulanan 3 yöntem daha vardı. Güzel koku, su sesi ve musiki. Hoş koku ruhu besler, insan güzel kokulu şeyleri sever, arar, özler. Koku kalite unsurlarından birisidir felsefesinden yola çıkılarak Darüşşifa’nın bahçesi ve çevresi güller, çiçekler ve kokulu ağaçlarla düzenlenmiştir. Hastanenin içi her zaman güzel kokularla dolu olmuştur.
Bir binaya mimarı ruhunu katarak inşa ederse aradan yüzyıllarda geçse o yapı tüm zorluklara göğüs gererek ayakta kalmayı başarır. Bunun en güzel örneğini Edirne’de bulunan II. Bayezid Külliyesi’nde görmek mümkündür.
İŞ DÜNYASININ GÖRÜNMEYEN YANI
Su dolapları ile Tunca Nehrinden alınan su şifahanenin fıskiyesinden şadırvana ve mermer salona döküldükçe çıkardığı çağlayan sesi ve serinlik ruh hastalarının tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca hastaların bir iş yapmaları, el sanatlarını öğrenmeleri, çevrede çalışarak tedavi edilmeleri 516 yıl önce Darüşşifa’da uygulanan tedavi yöntemlerinden biri idi. Darüşşifa’nın en önemli özelliği musiki ile tedavi yöntemini kullanıyor olmasıydı. Hekimbaşı hastalarına önce çeşitli makamları dinletir, kalp atışlarının hızlanıp, yavaşlaması kontrol edildikten sonra tedavi için uygun makam belirlenirdi. Belirlenen musiki ile tedavi başlardı. EVLİYA ÇELEBİNİN KALEMİNDEN DARÜŞŞİFA Darüşşifa ile ilgili verilere vakıf tutanakları, hastane gider defterleri ve evliya çelebinin seyahatnamesinde anlattıklarından ulaşılmaktadır. Bu tarihi yapıya en ihtişamlı döneminde misafir olmuş Evliya Çelebi Darüşşifayı şu şekilde anlatıyor: “Orada bir darüşşifa vardır ki dil ile tarif ve kalemler ile yazılmaz. Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur. Bazı odalarda ilkbaharda delilik mevsiminde Edirne’nin aşk denizi derinliğine düşmüş sevdalı âşıklar çoğalıp, hekimin emri ile tımarhaneye getirilerek altun ve gümüş yaldızlı zincirlerle kerevetlerine takılıp, her biri aslan yatağında yatar gibi kükreyip yatarlar… Kimisi havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden sözler eder, nicesi dahi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar. Merhum ve mağfur Bayezid Veli Hazretleri Vakfiyesinde, hastalara deva, dertlere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve defi seva olmak üzere 10 hanende ve sazende gulan tayin etmiş ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çeng santurcu, biri udcu olup, haftada 3 kez gelerek hastalara ve delilere musiki faslı ederler. Allahın emriyle, nicesi saz sesinden hoşlanır ve rahat ederler. Doğrusu musiki ilminde neva, rast, dügah, segah,çargah, suzinak makamları onlara mahsustu. Ama zengule makamı ile buselik makamında karar kılsa insana hayat verir. Bütün saz ve makamlarda ruha gıda vardır…”

AVRUPA MÜZELER BİRLİĞİ ÜYESİ BİR ÜNİVERSİTE MÜZESİ İnşasından günümüze badireler atlatarak gelen II. Beyazıt Külliyesi’nin tıp fakültesi uygulama ve araştırma hastanesi (Darüşşifa) Sağlık müzesine dönüştürüldükten sonra, hak ettiği ödüle 2004 yılında kavuştu. Sağlık Müzesi Avrupa Müzeler Formu yılın müzesi yarışmasına 13 Mart 2003 tarihinde başvurdu ve 2004 yılında aldığı bu ödülle de Avrupa müzeler birliği üyesi oldu. Avrupa Konseyi parlamentosu Kültür-Bilim ve Eğitim Komitesi’nin incelemesi ve değerlendirmesi sonucu müze “ Avrupa Konseyi 2004 yılı Müze Ödülü ‘ne layık görüldü. Bir fikrin yaşatılması ve müzenin coğrafi yeri itibariyle gelecekte Doğu Avrupa ve Batı Avrupa kültürleri arasında bir köprü oluşturacağını hissettirmesi
ödülün müzeye verilmesinde etkili oldu. MÜZENİN DİĞER BAŞARILARI Trakya Üniversitesi Sultan II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, bu kez dünyanın kültür kalıtı alanında en iyi projeleri arasında gösterilerek 22–25 Eylül 2005 tarihleri arasında Hırvatistan’ın Dubdovnik kentinde yapılan“Dünya Ödüllü Müzeler Buluşması” kongresine davet edildi. Kültürel Mirastaki En İyiler Kongresi’nde Sağlık Müzesi 21 proje arasından en iyi sunum yapan ikinci müze olmayı başardı. Dünya genelinde değişik ülkelerden 21 projenin sunulduğu bu müzeler buluşmasında her müze kendisini anlatan 40’ar dakikalık sunum yaptı. Üç gün süren buluşmada dünya genelinde son 2 yıl içinde çeşitli ödüller alan müzelerin yaptığı sunumlar sonucunda bir puanlama yapıldı ve en yüksek puanları İsveç Demir Çelik Müzesi ile Trakya Üniversitesi Sultan 2. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi topladı. Son değerlendirmede ise; Sağlık Müzesi büyük bir başarı elde ederek ikinci oldu. Avrupa Kültür Mirası Birliği tarafından “Mükemmellik Kulübü”ne kabul edildi. Saglık Müzesi 31 Ekim-03 Kasım 2007 tarihleri arasında Almanya’nın Köln kentinde düzenlenen “Kültürel Mirastaki En Iyiler” ve “Mükemmellik Kulübü”nün düzenlediği ödüllü müzeler buluşmasında en iyi sunum ödülünü aldı.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.