Çin’deki iş insanlarımız ticaret odası kuruyor
Kerem Köfteoğlu’nun CRI TÜRK Radyosu’nda hazırlayıp sunduğu “Çin’deki Türkler” programının ilkine Nejdet Demiryürek ve Uğur Arzoğulları katıldı.
Konuklar, Çin’de kurulacak ticaret odasının Türkiye’nin bu ülkedeki ticari ağırlığının daha iyi hissettirilmesine hizmet edeceğine dikkat çektiler.
Çin Türk Ticaret Odası hazırlık komitesi başkanlığını, halen DTİK (Dünya Türk İş Konseyi) Asya Pasifik Başkanı Nejdet Demiryürek yürütüyor.
Demiryürek, bünyesinde oldukları DEİK ile Türkiye ticaretinin “diaspora diplomasisini” üstlendiklerini belirtti. Demiryürek şunları belirtti:
“Dışişleri Bakanlığı’nın “Yeniden Asya” vizyonuyla paralel hareket etmekteyiz. Eskiden yüzümüz batıya bakıyordu.
Günümüzde Avrupa’da insanların yaşam standartlarına baktığımızda, eskisi kadar yüksek olmadığını görüyoruz.
Pandemiden sonra artık tüm oklar Çin ve etrafındaki Asya’yı gösteriyor. Çin Türk Ticaret Odası’nın kuruluş komitesinde THY, İş Bankası, Beko, Aksa, Çimtaş gibi bu ülkede yatırımı olan firmalardan temsilciler bulunuyor.
İş insanlarımıza ülkeyi iyi bilen danışmanlarla çalışıp, Çin pazarına çok iyi hazırlanmalarını öneriyorum.
Türkiye’nin geleceği ve Türk ekonomisinin güçlenmesi için artık suyu tersine akıtmanın zamanı geldi.
Faaliyete geçiş müjdesini 29 Ekim’de vereceğimiz Çin Türk Ticaret Odası’nın kuruluş komitesinde ülkede yatırımı olan, ülkeyi bilen, Pazar konusunda deneyimli
birbirinden değerli iş insanlarımız var. Onların bilgi ve birikimlerinden hareketle, Çin’i radarlarına alacak girişimcilerimize de her türlü desteği vereceğiz.
Ticaret odamızın, Çin’deki büyükelçiliğimiz, konsolosluklar ve ticaret müşavirliklerimiz gibi kamu kuruluşlarından sonra güvenilir ikinci kaynak olacağına inanıyorum.”
Çin’de mücevherat ve değerli taş alanında “AnatoliaJewelry” markasıyla hizmet veren Anatolia Mücevherat Genel MüdürüUğur Arzoğulları ise şunları söyledi:
“Hali hazırda Şanghay’da dört, Harbin ve Shenyang’da da birer olmak üzere toplam altı mağazası bulunuyor. Ülkenin kendine özgü yönleri var.
Örneğin Çinli tüketicilerin parmakları çok ince. Pazara özel üretim yaptığımızdan, bileklik ve yüzükleri Türkiye’dekilerden en az iki boy küçük olarak tasarlıyoruz. ‘Çin pazarı’ denince bunun Asya-Pasifik bölgesi olarak algılanması gerekir.
Asya-Pasifik bölgesinde, Türkiye ve Ortadoğu’dan farklı olarak, ayarı yüksek, tasarımı abartılı olmayan sade ürünler rağbet görüyor.
Çin’in ihtiyaçları açısından baktığımızda ise, kuru meyve, fındık ve zeytinyağı gibi gıda sektörünün hareketli olduğunu görüyoruz.
Son dönemde tüketimi artan süt ve süt ürünleri de gelecek vaat ediyor. Ülke başta gıda olmak üzere birçok alanda Türk girişimcilerimize fırsatlar sunuyor.
Yeter ki girişimcilerimiz sabırlı olup bunu görsün. Çin’e mal satmak yerine, buraya gelip imalat yapsınlar. Girişimcilerimize, çok özel ve kaliteli mallar üretip, Çin’in giderek güçlenen iç pazarına yönelmelerini tavsiye ediyorum.”