Deprem bölgesine yardımların devam etmesi gerektiğine değinen Karadeniz şunları söyledi; “Çok geniş bir coğrafyanın etkilendiği, oldukça yıkıcı bir deprem sonrasında Türk halkının tüm fertleriyle, tüm sivil toplum kuruluşlarıyla ve tüm kurumlarıyla halkın yarasını bir nebze olsun sarabilmek adına seferber olduklarını gördük. Bu durum bir yanıyla çok mutluluk verici olsa da yardımların kısa bir zaman dilimi içine yayılması rehavete de sebep olabilmekte. Ne yazık ki etkilenen nüfus ve bölge çok büyük ve önümüzdeki süreçte de bölgeye yardımların devam etmesi kritik öneme sahip. Bu süreçte özellikle iş insanlarımız sivil toplum kuruluşları marifetiyle çok ciddi desteklerde bulundular. Söz konusu yardım ve desteklerin gelecek süreçte de devam etmesi gerektiği ile ilgili olarak Federasyon olarak gerek üye derneklerimizi gerek sektör mensuplarımızı düzenli olarak bilgilendirerek bu konudaki farkındalığı arttırmaya çalışıyoruz.”
Uzmanların yıkıcı deprem beklediği alanlarda can ve mal kaybını asgari düzeye indirecek önlemlerin bir an önce alınması gerektiğini belirten Karadeniz şöyle devam etti; “Bilhassa İstanbul’da gerçekleşecek büyük bir deprem bölgedeki yoğun nüfus yerleşimi ve bölgenin ulaştığı ekonomik büyüklük sebebiyle büyük bir tehdit oluşturuyor. Hızlı bir şekilde önlemler hayata geçirilmez ve ciddi bir yıkım gerçekleşirse ülkemizin altından kalkmasının çok ama çok zor olduğu bir sürece girilebilir. Başta yaşlı binalar olmak üzere hızlı bir tarama gerçekleşmesi ve bu yapıların gerek güçlendirme gerek yenileme sürecine girerek can kaybını azaltmanın yolları aranmalıdır. Diğer yandan İstanbul ve hinterlandının ülke ekonomisinden neredeyse %50 pay aldığı göz önünde bulundurulursa bu bölgede gerçekleşecek yıkıcı bir depreme ülkenin geri kalanının desteğinin de kısıtlı olacağı önümüzde duran bir gerçektir. Bu gerekçeyle her türlü senaryoya yönelik eylem planlarının oluşturulması, afet eğitimlerinin yaygınlaştırılması da büyük bir toplumsal fayda doğuracaktır.”
Son depremlerde ortaya çıkan en önemli konulardan birinin de sahanın koordinasyonu olduğunun altını çizen Karadeniz sözlerini şöyle tamamladı; “Afet anında ve sonrasında bölgeye giden ekiplerin ve yardımların koordinasyonun kritik öneme sahip olduğunu gözlemledik. Bu noktada teknolojinin sağlandığı imkanlardan da faydalanmak suretiyle hangi bölgede ne ihtiyaç olduğu daha iyi koordine edilebilirse daha etkin bir hizmet sağlanması mümkün olacaktır. Bunun için afet öncesinde her senaryo için detaylı eylem planlarının hazırlanması ve buna uygun teknolojik altyapının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları da elinden gelen desteği vermeye hazırdır.”