enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5878
EURO
34,8455
ALTIN
2.503,43
BIST
9.678,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Dijitalleşme Sizi Tüketmesin

Dijitalleşme Sizi Tüketmesin
REKLAM ALANI
A+
A-

Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs döneminde çalışma şeklimiz değişirken tükenmişliğin yeni bir çeşidi de ortaya çıktı. Bitkinlik, enerji eksikliği, sürekli yorgunluk, uyku bozukluğu, düşük performans gibi birçok belirti ile kendini gösteren ‘Dijital Tükenmişlik Sendromuna” yakalanma riski her geçen gün daha çok artıyor. Öyle ki ABD merkezli danışmanlık şirketi Gallup’un araştırmasına göre dünya çapında 100 kişiden 75’inin bu sendroma yakalandığını gösteriyor. Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz, “Telefon, bilgisayar gibi cihazların içinde gerçek olmayan, kusursuz bir dünyada saatlerce vakit geçirildiğinde kullanıcıların hipnoza girdiğini bu durumun da en çok gençleri etkilediğini” söyledi.
Dünya bir yandan koronavirüs ile mücadele ederken diğer yandan da salgının ruh sağlığına bıraktığı olumsuz etkilerle başa çıkmaya çalışıyor. Bu sorunların başında ise online kanalların kullanım oranının artması ile birlikte ‘Dijital Tükenmişlik’ geliyor. Fiziksel tükenmişlik ile aynı belirtileri gösteren dijitalin karanlık yüzü olarak nitelendirilen bu soruna, teknolojiyi iyi yönetemeyen birçok kişi yakalanma riski taşıyor.
Teknolojik Aletler ile Bilinçaltında Kayıt Başlıyor
Evden çalışma ile kişilerin bilgisayardan izlediği dünya ile baş başa kaldığının altını çizen Bilinçaltı Uzmanı Lily Lale Yılmaz şunları söyledi: “ Bu çalışma yöntemi ile birçok birey dışarıda akıp giden güzel yaşamdan kopuyor. Bu da dijital tükenmişlik sendromuna yakalanmayı daha çok teşvik ediyor. Hipnoz dediğimiz şey, beyin dalgalarının 7 Hz ile 14 Hz frekans aralığında titreşerek bilinçaltına giriş yapmasıdır. Dolayısıyla bilgisayar, televizyon ve telefonu da bu duruma ekleyebiliriz. Telefon gibi cihazlara gözünüzü ayırmadan dikkatli bir şekilde baktığımızda otomatik olarak bilinçaltına girilir, kayıtlar yapılır. Maalesef bu kayıtların çoğu yanlış kayıtlar olur. En basit örneğiyle; Telefonun içindeki sanal dünyada herkes çok uzun boyludur, zayıf ve ideal kilosundadır, hepsi gür saçlıdır, inanılmaz iri gözleri ve uzun kirpikleri vardır. Dolayısıyla gerçek olmayan bir dünya sergilenir ve kişi bilinçaltında ona inanmıştır. Sonra aynada kendine dönüp baktığı zaman büyük bir fark görür. Bu durum da gerçekten çok ciddi bir tükenmişlik yaratır ve gençlerimiz çok olumsuz yönde etkilemektedir. ”
Bu Sendromdan Uzaklaşmak Sizin Elinizde
Dijitalleşmenin hayatın merkezi haline gelmesiyle insan ilişkilerinin zayıfladığını dile getiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durumun çözümü için mümkün olduğu kadar teknolojik cihazlardan bağımsızlaşmamızdan geçiyor. Günümüz şartlarında bazı işlerimizi sadece bu kanallardan gerçekleştiriyoruz. İşimizi bitirir bitirmez cihazımızı kapatıp günlük yaşama tabiri caizse kendimizi sokağa atmamız gerekiyor. Doğa, açık hava, insanların bol olduğu yerler bizlere iyi gelir. Dışarıda vakit geçirmek insan ilişkilerini tekrar canlandırmak, hiç tanımadığımız insana sokaklarda merhaba, günaydın demek bu tükenmişliği yok etmemizde en pratik, en kolay ve en keyifli çözüm yoludur.”

REKLAM ALANI