KPMG’nin beşinci kez düzenlediği CEO
Araştırması’na, ekonomiye yön veren 11 ülkeden bin 300 CEO katıldı. Türkiye’den
de 25 CEO görüş verdi. “Çevik Olmak ya da Geride Kalmak” başlığıyla yayımlanan
araştırma sonucuna göre, on yıllardır süregelen geleneksel iş modelleri büyük
bir hızla değişimden geçerken, teknoloji dönüşümü erteleyen şirketlerin her
zamankinden daha fazla tehdit ediyor. CEO’lar, yönettikleri şirketin ayakta
kalması ‘çeviklik’ yeteneğine sahip olması gerektiğini söylüyor. Geçen yıl Türk
CEO’ların yüzde 44’ü ‘Teknoloji yıkmadan kendi sektörlerindeki kökten değişime
öncülük ettiğini’ söylüyordu. Bu yıl dönüşerek örnek olduğunu söyleyen
CEO’ların oranı yüzde 92 oldu.
Sonuçları
değerlendiren KPMG Türkiye Başkanı Murat Alsan, “CEO’ların şirketlerinin
büyümesi ve gelişmesine yönelik sağlamaları beklenen katkı artık değişiyor.
Değişen müşteri ihtiyaçlarına, hızla gelişen teknolojik yeniliklere ve
rakiplerin değişim hızına aynı hızla karşılık vermek gerekiyor” dedi.
Küresel
şirketlerin artık yalnızca birer işletme değil siyasi etki sahibi aktör olarak
da görüldüğünü belirten Alsan, şöyle devam etti: “CEO’lar ise bu etki sahibi
kurumların gerçek yönlendirici gücü. Değişim, hazırlıksız yakaladığını yok etme
tehdidiyle üzerimize gelirken CEO’ların yönettiği kurumların yapısı artık
dünden daha karmaşık, politik ve ekonomik belirsizliklere her zamankinden daha
açık. Şirketler çok uluslu yapılara dönüşüyor, teknolojinin büyüttüğü rekabet
geleneksel yapıları sarsıyor.”
Alsan,
teknolojinin Türkiye’deki CEO’ların gündeminde çok hızlı yükseldiğini
belirterek, “Türkiye’deki iş liderleri, teknolojinin sektörleri yıkarak
dönüştürdüğünün artık farkında. Teknoloji yıkmadan önce kendilerinin öncülük
ederek sektörlerini dönüştürmeye başladıklarını gördük” diye konuştu.
KPMG 2019 CEO Araştırması’ndan öne
çıkan bazı başlıklar şöyle:
- Türkiye’deki
CEO’ların yüzde 56’sı iş dünyasında oyunun yeni kuralının ‘çeviklik’ olduğunu
söylüyor. Küresel tarafta bu oran yüzde 67. Özellikle geleneksel yapılarla
yönetilen büyük şirketlerin ‘esneklik’ engelini aşması hayatta kalmanın en
önemli şartı. CEO’lar değişimin gerisinde kalmanın yok olmakla sonuçlanacağına
emin.
- 1935’te
bir şirketin ortalama ömrü 90 yıl, 1955’te 75 yıl. Teknoloji ve dijital yıkıcı
dönüşümün yıkıcı etkisiyle bu süre 2018’de 12 yıla geriledi.
Dünyada
iklim Türkiye’de operasyon
- CEO’ların
ajandasındaki risk sıralamasında ilk beş değişmiyor ama hepsi sürekli yer
değiştiriyor. Küresel araştırmada iklim değişikliği geçen yıl risk gündeminin
dördüncü sırasındayken bu yıl ilk sıraya yükseldi. İkinci sırada yıkıcı
teknolojiler, üçüncü sırada ekonomik milliyetçilik geliyor.
- Türkiye’de
ise geçen yıl beşinci sırada olan operasyonel riskler bu yıl liste başında.
İkinciliği üç risk paylaşıyor; ‘yıkıcı teknoloji’, ‘siber güvenlik riski’ ve
geçen yıl terminolojiye giren ‘ülkesellik’. Ülkeselliğin risk sıralamasında
üstte kalmasının sebebi, artan korumacılığın yarattığı öngörülmezlik… Çevre
ve iklim değişikliği ise Türk CEO’ların listesinde son sırada…
Ticaret
savaşları ‘güveni’ vurdu
- Küresel
CEO’ların yüzde 94’ü, kendi şirketlerinin büyüme potansiyeline güveniyor ancak yalnızca
yüzde 62’si küresel ekonomi için büyüme potansiyeli olduğunu düşünüyor. Benzer
durum Türkiye’deki CEO’lar için de söz konusu. Türkiye’deki CEO’ların yüzde
96’sı kendi şirketlerinin büyüme potansiyeline güvense de sadece yüzde 68’i
küresel ekonomide bir büyüme yaşanacağını düşünüyor. (Geçen yıl küresel
ekonomiye güven duyan CEO’ların oranı yüzde 88’ken bu yıl oran yüzde 68’e
geriledi.)
- Küresel
ekonomiye duyulan güvenin azalmasında son yıllarda yükselen korumacılık etkili
oluyor. Çünkü ticaret savaşlarının da etkisiyle küresel ticaretin büyüme hızı
ciddi şekilde düşüyor.
Türk
CEO’lar değişimin öncüsü
- Türkiye’de
değişim rüzgârının kendilerini vurmasını beklemeden şirketlerinin sektördeki
kökten değişime öncülük ettiğini belirten CEO’ların sayısında kayda değer bir
artış var. 2018 yılında, CEO’ların yüzde 44’ü şirketlerinin kökten değişime
öncülük ettiğini söylüyordu. 2019 yılında bu oran yüzde 92’ye yükseldi.
Büyüme inorganik olacak
- Belirsizliklere
rağmen ‘Büyüme nereden gelecek?’ diye sorulduğunda, CEO’lar inorganik
yöntemleri işaret ediyor. Bunların başında da üçüncü taraflarla stratejik iş
birlikleri geliyor. 2018’de küresel CEO’ların yüzde 33’ü, Türk CEO’ların yüzde
52’si ilk sıraya bu seçeneği koyarken, bu yıl küresel CEO’ların yüzde 34’ü,
Türk CEO’ların ise yüzde 36’sı, bu yöntemin büyüme hedeflerini
gerçekleştirmekte daha öncelikli olduğunu düşünüyor.
Ticarette
istikamet Güney Amerika
- Küresel
CEO’ların yüzde 63’ü, gelecek üç yılda coğrafi genişleme için ilk
önceliklerinin gelişmekte olan piyasalar olacağını belirtiyor. Buna karşılık,
yalnızca yüzde 36’sı gelişmiş piyasalara öncelik veriyor.
- 2019’da
Türk CEO’ların coğrafi genişleme için ilk önceliği geçen yıl olduğu gibi yine
gelişmekte olan piyasalar. Ancak geçen yılla karşılaştırıldığında gelecek üç
yılda coğrafi genişleme hedeflerinde en üste gelişmekte olan piyasaları koyan
CEO’ların oranının yüzde 68’den yüzde 52’ye gerilediği, gelişmiş piyasaları
öncelik olarak gören CEO’ların oranının ise yüzde 32’den yüzde 48’e yükseldiği
görülüyor.
- Gelişmekte
olan piyasalarda Türk CEO’lar yüzde 38 ile ilk önceliği geçen sene olduğu gibi
Orta/Güney Amerika’ya veriyor. Hemen arkasından yüzde 31 oranıyla (geçen yıl
sıralamada ilk üçte yer almayan) Asya Pasifik gelirken üçüncü sırada yüzde 23
oranıyla Doğu Avrupa geliyor.
Yapay
zeka işe giriyor
- Yapay
zekâ tabanlı teknolojiler kurumsal performansı dönüştürmek için fırsatlar sunuyor.
Bu teknolojiler, yapılandırılmış ve yapılandırılmamış verilerin toplandığı
devasa veri havuzlarından öngörüler çıkarmak için kullanılıyor.
- Türkiye’de
ise CEO’ların yüzde 8’i süreçlerinin otomasyonunda yapay zekâ uygulamalarını
hayata geçirdiklerini, yüzde 36’sı deneme aşamasında olduğunu, yüzde 56’sı ise
bu uygulamaları sınırlı olarak hayata geçirdiğini söylüyor.
CEO’nun
görev süresi kısalıyor
- CEO’lar
bulundukları görevde bir etki yaratmak için önceki CEO’lara göre daha az
zamanları olduğunu düşünüyor. Küresel CEO’ların yüzde 74’ü ortalama görev
sürelerinin beş yıl olduğunu söylüyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 60’ı bu
görüşte. Tamamı, kariyerlerine başladıklarında bu sürenin daha uzun olduğunu
belirtiyor. Türkiye’deki CEO’ların yüzde 68’i bir CEO’nun görevde kaldığı
ortalama süre azaldıkça, çeviklikle hareket etme mecburiyetinin arttığını ifade
ediyor.