Enflasyon oranları beklediğimiz gibi İTO oranlarının oldukça altında geldi. Hatta yarısı kadar geldi. Böylece resmi enflasyon ile sokakta yaşananlar arasındaki bağlantının tamamen koptuğu anlaşıldı.
Bu gerçeği teyit eden gelişme şu: Çekirdek enflasyon TÜFE ‘den yüksek durumda. TÜFE % 43 civarında iken Çekirdek Enflasyon % 45 açıklanmış. Ben de sosyal medyada şu yorumu yaptım:
“Çekirdek Enflasyon TÜFE’yi geçmiş durumda. Yani mevsimine bakılmaksızın satın aldığımız mal ve hizmetlerin fiyatı daha yüksek. Acaba mevsimlik olarak hızlı düşen ne olabilir diye bakmak lazım..”
İstanbul’da giyim sadece Nisan Ayında % 30 artmış iken, TÜFE’de ayakkabı fiyatlarının % 15’ten düşük yıllık artış kaydetmesi acaba nasıl açıklanabilir ?
Açıkçası hayat pahalılığı hala % 70 ile % 100 arasında değişirken açıklanan TÜFE rakamı inandırıcı olmadığı gibi, Merkez Bankasına da Mayıs Ayında hareket kabiliyeti verecek bir özellik taşımıyor. Belki seçim ikinci tura kalırsa son bir hamleyi bekleyebiliriz. Kesin bir şey söylemek zor.
Bir ülkede fiyatlar, döviz kurları, faiz, ücretler ve rant arasında hatta kendi içinde bağlantı kopmuş ise, aynı piyasada birden fazla fiyat oluşumu var ise yatırımcılar pozisyon almadıkları gibi, oradan çıkmaya gayret ederler. Nitekim, birçok uluslararası finans kuruluşu seçimler öncesinde TL pozisyon almayacaklarını açıklarken, bu haftadan itibaren fiyatlama veya kotasyon vermeyeceklerini ilan edenler de var. Serbest piyasaya kuru, nakit döviz alım ya da satım kuru, banka kuru vs gibi uygulamaların başlamış olması yabancı yatırımcıların güvensizliğine sebep oluyor. Bu arada sokaktaki vatandaşın bile “döviz burada kalmaz” diyerek kendini sağlama almaya başladığı görülüyor. Seçimler bitene kadar bu gerginliğin süreceği anlaşılıyor.
Sanıyorum ekonomi yönetimi de uzun vadeli plan yapmıyor, herkes 14 Mayıs’ı hedeflemiş durumda.