Ekonomik koşullar ne olursa olsun, kazanmaya devam eden grupları ya da kişileri bir kenara bırakıyorum. Kalan kısımdaki büyük çoğunluğun canı yanacak.
Faizleri yükseltmek konusunda geç kaldığımız için hem yüksek enflasyon hem yüksek faiz hem de yavaşlayan büyüme ile karşı karşıya kalacağız. Bu durum hayat pahalılığının bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Yani ücret artışlarından daha hızlı yükselen yaşam maliyetleri ile karşı karşıya kalacağız.
Ücret ve maaşları hedef enflasyon kadar artırmayı vicdansızlık olarak nitelendirenler olabilir. Ancak normal şartlarda yapılması gereken buydu. Fakat devletin açıkladığı enflasyon hedefi hiçbir zaman tutmadığı için ücretler, kiralar ve benzer fiyatlamalar sürekli olarak en son açıklanan yıllık enflasyon oranına göre hesaplanıyor. Dolayısıyla vatandaşa kan ve gözyaşı vaat etmeden önce kira ve diğer elzem giderlerin fiyatlamasının da benzer şekilde yapılmasını sağlamak lazım. Aksi takdirde sadece alım gücünü düşürerek talebi boğmak oldukça kestirme bir yaklaşım olur. Kalıcı bir durum yaratmaz.
Gayet iyi hatırlıyorum 1997 yılında Doçentlik Savunmamı yaparken, “enflasyona şok tedbir nasıl olur” sorusuna bu çarpıklığın bilinci içinde cevap vermiştim. “Maaş ve Ücretlere hedeflenen enflasyonun az gerisinde zam yaparsanız bu şok tedbir olur” demiştim. Büyük tepki gördü ama ben daha uzun bir izahat yapınca jüri üyesi olan hocalar kabul ettiler. Ülkemizde maalesef maliyetleri düşüren işlere imza atılmadığı için talebi boğan yaklaşımlar revaçta oluyor. Kredi kartlarının limitlerinin düşürülmesinden, taksit azaltmaya veya tamamen kaldırmaya kadar birçok önlem maalesef enflasyon yaratan yanlış işlerin faturası olarak vatandaşa uygulanıyor.
Bazı sektörler rahat etsin diye enflasyon yaratan ithalat rejimi, kamu harcamaları finanse edilsin sürekli değişen vergi rejimi, faizleri piyasa dengesi dışında belirlemek hevesiyle yarattığımız nispi fiyat dengesinde bozulma, dövizi tutmak adına sarf edilen rezervler sebebiyle oluşan güvensizlik ve nihayetinde fiyat davranışlarında bozulma, üreticinin maliyetini artıran uygulamalar derken kendi ellerimizle yarattığımız tüm yan etkileri tüketimi boğarak bertaraf etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla enflasyonla mücadele işi canımızı yakacak. Hem de çok yakacak.
Tüm bunlar olup biterken, hala bazıları korunacak ama spor yapmak isteyenler dünyanın en pahalı spor ayakkabılarını giyecekler, dünyanın en hızlı artan gıda fiyatları bizde olacak, pahalı ama dünyanın en yavaş indirme hızı bizde olacak, en hızlı artan ulaşım fiyatları bizde olacak ama taksiciler müşteri beğenmeyecek, hayat bir yandan pahalı olacak ama asayiş problemli hale gelecek vs.
En eski siyaset kuralını hatırlatayım: Devlet vatandaşın bazı haklarında eksiklik yaratıyor ise bazı hakları vermeli ki rahat etsin. Aksi takdirde düzen hep bozulur.