TÜİK’in açıkladığı Ağustos ayı enflasyonu bizleri şu konularda aydınlatıyor:
– 2018 yılından beri uygulanan ithalat rejimi, vergi rejimi ve makro ihtiyati tedbirlerin enflasyonist etkileri bugüne kadar gizlenmiş.
– Yeni Ekonomi Yönetimi ekonomik parametreler üzerinden algı yönetimi yapmak yerine, doğrudan doğruya gelişmelerin gerçek tarafını paylaşmaya karar vermiş
– Bu sayede hayat pahalılığı ve TÜFE rakamları arasındaki makas açıklığı daraltılmaya karar verilmiş
– Kiralar, Maaş ve Ücretler, Fiyatlama davranışları bundan sonra gerçek rakamlar üzerinden yapılacak
– Merkez Bankası bu ay da politika faizini yükseltebilir hatta bu ay % 30 seviyesine çıkarabilir
– Kısa vadeli TL faizlerin hızla yükselmesi beklenebilir
Bu durumda “politika faizleri + X puan” şeklinde verilen kredilerde ödeme sıkıntıları oluşması mümkün. Dolayısıyla ayki Para Politikası Kurulu kararının ne olacağına baktıktan sonra, kredi alanlar ile kredi verenler arasında yeni bir pazarlığın başlaması beklenebilir. Çünkü 3 ay önce % 13.5 civarında olan politika faizi bugün % 25, bu ay % 30’a çıkabilir.
Elbette “12 ay sonraki TÜFE % 45 beklenirken bu faiz bile düşük” diye yaklaşanlar olabilir ancak birçok sektörde maliyetler çok daha yüksek seyrediyor. Buna karşılık fiyatları kolay kolay artırabilmek mümkün değil. Bir yandan ekonomide gerçekten ne olup bittiğini net olarak anlayabildiğimiz için sevinirken, diğer taraftan finansman maliyetlerinin önümüzdeki bir yıl boyunca yükselmeye devam edeceğini anlıyoruz.
TCMB her ay bir kritik karar alıyor biliyorum ama bu sefer faizleri tekrar yükselttiğinde kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum.