2023’ün ilk TÜFE açıklaması 2022 yılının tamamına ışık tutacaktı. Enflasyonun en az 10 puan düştüğünü göreceğimizi ifade etmiştik. Sebebini anlatalım:
Baz etkisi sebebiyle geçen Aralık ayındaki % 13,58’lik TÜFE rakamı diziden çıkacaktı ve tahminen % 1,5 ile % 3,0 arasında çıkacak aylık rakamla beraber yavaşlama tam olarak başlayacaktı. Nitekim öyle de oldu. Hatta aylık rakam beklenenden de düşük geldi. Bu durumun Mayıs ayındaki TÜFE açıklamasına kadar devam etmesini bekliyorum. Enerjide yapılan indirimlerin de enflasyona olumlu tesir yapacağını söyleyebilirim.
Sanırım 7-10 puan arasında bir düşüş de gelecek ay gerçekleşecek. Toplamda Mayıs ayının 3’üne kadar 25 puandan biraz daha fazla iniş görebiliriz. Eğer TÜFE her ay % 2 civarında açıklanırsa elbette. Ancak trendin sürekli böyle devam etmesi kolay değil. Çünkü yılın ikinci yarısının nasıl geçeceğini tam olarak bilemiyoruz.
Bu arada finans piyasası için son alınan makro ihtiyati tedbirlerle de, sadece politika faizini değil piyasa faizlerini de baskı altında tutmak fikrinin öne çıktığını görüyoruz. Yani ne döviz ne de faizin piyasa şartları altında belirlenmemesi için, doğrudan müdahale de dahil olmak üzere tüm yöntemler deneniyor. İdarenin şu ana kadar yaptığı uygulamaların sonucunda memnun kaldığı ve daha uzun süre bu şekilde devam edeceğini görüyoruz.
Aklıma 2017 yılında yaptığım uyarılar geldi. Muhtelif yazılar ve bilgi notlarında Kamu Bankalarına sermaye koymanın metotlarından başlamıştım, sonra da zorunlu mal ve hizmetlerde bazı sübvansiyonlar yaparak enflasyonist baskıları doğmadan engellemenin faturasının, olan biteni seyretmek ve gecikmeli şekilde müdahale etmekten daha düşük maliyeti olduğunu detaylı şekilde anlatmıştım. Bugün maalesef 2017’de gösterdiğimiz tereddütün faturasını ödüyoruz.
Şu an karar verilen ve uygulananların çoğu, bundan 5 yıl önce piyasalar bozulmadan tartışılıyordu. Bugün faturası ağır olacak maalesef. Bu adımlar kamu açıklarının daha makul seviyede olduğu zaman yapılmalıydı. Seçimlerden önce yapılmasının elbette siyaset açısından bir anlamı var ama, % 30 enflasyonla atlatacağımız zamanları % 60’ın üzerindeki seviyelerle geçiyoruz.
Umarım ki bundan sonra tasarruflar, yatırımlar hem de büyüme açısından çok geç kalmadan iyi günlerde doğru olanı yaparız.