enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
28,9085
EURO
31,7939
ALTIN
1.896,22
BIST
8.093,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
16°C
İstanbul
16°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
16°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

Enflasyonun kazananı kim? / Nusret Kafasıbüyük

Enflasyonun kazananı kim? / Nusret Kafasıbüyük
REKLAM ALANI
03.06.2022
0
A+
A-

Bugünlerde herkesin canı çok yanıyor. Her ürüne hergün zam geliyor. Bugün aldığımız her şey yarına göre daha ucuz.
Yıllar önce bize musallat olan enflasyon yeniden hortladı.
Peki bu enflasyonu durdurmak mümkün değil mi?
Yaşananlar bize gösterdi ki, mümkün…
Peki niye düşmüyor?
Bilinmez…
Aslında bilinir de bilmeye bilmeye unuttuk galiba…
***
Bir kısmınız hatırlar belki, bizde enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda bir fıkra vardı.
O zaman başbakanı, şimdilerde yeniden siyasete soyunmaya hazırlanan Tansu Çiller’di. Tabi dönemin ABD ve Rusya başkanları da tanıdık isimlerdi. Fıkra şöyle:
ABD Başkanı Bill Clinton, Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve bizim başbakanımız Tansu Çiller meleklerden birinin huzuruna çıkıyorlar.
Hepsi meleğe dileklerinin ne zaman gerçekleşeceğini soruyor.
Clinton, “Amerika ne zaman her yönden tam olarak dünyanın hakimi olacak” diye soruyor, melek “50 yıl sonra” cevabını veriyor. Clinton başlıyor ağlamaya: “Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim” diye.
Bu kez Yeltsin soruyor: “Rusya ne zaman eski gücüne kavuşacak” diye, melek “100 yıl sonra” diyor. Yeltsin de ağlamaya başlıyor “Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim” diye.
Sıra Çiller’e geliyor. O da: “Türkiye’de enflasyon ne zaman düşecek” diyor, bu kez melek ağlamaya başlıyor, “Ben göremeyeceğim, ben göremeyeceğim” diye…
***
Peki asıl soruya gelelim: Bu enflasyon en çok kime yarıyor?
Direkt cevap vermek belki mümkün değil. O nedenle eleyerek gidelim…
Nihai tüketici yani halk, enflasyonun yüksek olmasından kazanç sağlıyor mu?
Bir gün önce aldığı ürün, bir gün sonra cebinden daha fazla paranın çıkmasına neden oluyorsa, sabit gelirli halk bundan nasıl çıkar sağlasın! Demek ki, kazançlı çıkan o değil. Burası net.
Elindeki malı ertesi gün yükselecek diye halka satmayan tüccar ya da esnaf mı kazançlı çıkıyor?
Çok iddialı konuşmayalım ama fırsatçılık yapanları bir kenara bırakırsak; elindeki malı kaç liradan satacağını bilemediği ve ertesi gün aynı parayla aynı malı yerine koyamayacağını düşündüğü için esnaf ve tüccarın hali sıkıntılı.
Rantiyeci mi kazançlı peki?
Yıllar önce enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde doğal olarak faizler de yüksekti. O zaman faize para yatırmak çok karlıydı. Ama şimdi faizler düşük. Tefecilik yapmıyorsa faizden para kazanmak zor.
Gayrimenkule yatırdıysa kimse bu dönemde elinden gayrimenkulünü çıkarmak istemiyor. O nedenle kısa dönemde büyük kazançlar zor.
Kısaca helal yoldan para kazanmak isteyenler için enflasyon pek istenen bir durum değil.
***
Peki devletin durumu ne?
Esnaftan örnek vereyim. Şimdi bir esnaf 80 liraya bir mal aldı diyelim, bunu 100 liraya sattı. Yani yüzde 20 kar etti. Doğal olarak devlete bunun vergisini ödüyor. Enflasyonist bir ortam yoksa, o esnaf hep 80 liraya alıyor, hep 100 liraya satıyor ve para kazanıyor. Vergisini de veriyor.
Ama enflasyon olunca ne oluyor?
80 liraya alıp 100 liraya sattığı malı tekrar almak isteyince hele ki bugünlerde olduğu gibi herhangi bir ölçünün olmadığı bu dönemde o malı 120 liraya ancak yerine koyabiliyor.
Esnafın 80 lira sermayesi vardı, onunla bir mal aldı o malı 100 liraya sattı ve aynı malı yerine koymak için 20 lira karını da ortaya koydu üstüne bir de 20 lira sermaye buldu. 120 liraya aldığı bu malı 150 liraya sattı diyelim, onu da yerine koymak için bu kez yine enflasyondan dolayı fiyat arttı ve 180 lira bulması gerekti. Yine karını orada bıraktı ve yine sermaye buldu. Bu sarmal böyle devam eder.
Bu esnafa yazık, değil mi? Çünkü hepinizin gördüğü gibi o esnaf sürekli zarar ediyor. Aynı malı yerine koymak için sürekli karından ve cebinden para koyuyor.
Peki iş vergi boyutuna gelindiğinde devlet nasıl bakıyor bu olaya?
Aynı örnekten gidelim.
Şimdi esnaf 80 liraya mal aldı ve 100 liraya sattı. 20 lira kar etti, onun vergisini devlet istiyor.
Aynı malı 120 liraya aldı, 150 liraya sattı. 30 lira da oradan kar var, onun da vergisini istiyor.
Aynı malı bu kez 180 liraya aldı, kaça satar, satar mı satmaz mı bilinmez ama 180 liranın üstüne satarsa vergisini alır devlet…
Mal aynı mal ama kağıt üzerinde görünen kar arttığı için devletin kasasına daha fazla vergi giriyor demektir.
***
Bu küçük bir hesap. Ama amacım kesinlikle enflasyonu devlet yarattı diye bir imada bulunmak değil.
Ama önceden düştüyse şimdi de düşebilir.
Benim derdim neden düşmediği…
***
Genel de her yazımın ikinci kısmında güncel olaylardan sanat kültür etkinlik olaylarından bahsetmeyi seviyorum. Sizin etrafınızdan geçen bu tür olaylara davet ederseniz memnuniyetle yazar anlatmaya çalışırım.
Malumunuz futbolda Süper ligde şampiyonu olan Trabzonspor’u tebrik ediyorum. Türkiye ziraat kupasını kazananSivaspor’u da tebrik ederim
Kayserili olmam hasebiyle memleketimizin takımını desteklemek amacıyla Atatürk Olimpiyat maçına gittim. Maç bizim için pek olumlu sonuçlanmadı. Sivaspor hak ederek maçı kazandı.
Benim büyüdüğüm yer olan Kayseri Talas belediye başkanlığı yapmış, şuan merkezi ilçe olan Melikgazi belediye başkanı Mustafa Palancıoğlu’nu protokol da değilde seyirciler arasın da kendisiyle görüşmek beni çok mutlu etti.
Başkan Palancıoğlu babamın kadim dostudur. Her daim babamın yanındadır. Hizmette daim olması temennisiyle.
Yazımı şu sözlerle bitirmek istiyorum; ‘’İnsan büyüdükçe, küçülmesini bilmeli’’

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.