Söylüyorum ömrümün en garip türküsünü
Gönül gerdanlığına, yazmıştım öyküsünü
Kelebekler söylesin turnalar nağme çalsın
Güneş selâm verince, hüma hürmetle alsın
Güvercin kanatları duvağımı süslesin
Sevdaya hasret kalbi Dicle Fırat beslesin
Hayallerim afaka yol veren beste olsun
Gün açınca gözünü ilk önce beni bulsun
Garbın kalemi sussun, merhamete yol versin
Kadim Anadolu’dan ehl-i meram ilm dersin
Kuzu kurttan hakkını, helâllik edip alsın
Davullar meydanlarda, bayram namesi çalsın
Düşmesin toprağımın üstüne masum kanı
Dost bilsin şarktan garba can gördüğü her canı
Sabahlar aşkla gelsin, akşamlar meşke gelsin
Her ezan göğe varıp, gaflet sırrını delsin
Selâmet olsun bir tek filizlerde hikâye
İnsanlık ve adalet insanlığa tek pâye
Olur mu olamaz mı, bari aklı eylesin
Dün hayal hânesinde, yazdı gönül neylesin
Bir garip türkü işte, el yazsın dil söylesin
26 Aralık 2019