İki yıldır belimizi büken, yaşantımızı engelleyen pandeminin umarız sonuna gelindi. Maskelerden yavaş yavaş kurtuluyor ve ümit ederim kapanma dönemlerini tarih sayfalarının dibine gömmeye hazırlanıyoruz. İnşallah bir daha böyle bir bela yaşamayız.
Bundan sonra her şey eskisi gibi mi olacak mı derken; sokaklar eski haline dönmüş gibi gözüküyor. Virüs öncesinde insanoğlu kendini kainatın hakimi zannediyordu. Gelişen teknoloji ile bütün meselelerini çözeceğini zannediyordu. Gözle görülmeyen bir virüs her şeyin anlamını kaybettirdi. Yunus Emre’nin tabiri ile “Bir sinek, kartalı dibe vurdu”. Hala virüsten korkuyoruz. Yeni bir varyant çıkar mı diye tetikteyiz.
Pandemide yaşadıklarımızı unutmayalım. Günlerce sokağa çıkamadık. Annemize babamıza evladımıza kardeşimize yakınlarımıza gidemedik, sarılamadık. Cenazelere gidemedik. Sevdiklerimizin vedasında son görevimizi onlara yapamadık.
İşyerlerinde kepenkler kapanmasına rağmen kiralar ve faturalar ödenmeye devam etti. Destekler yetersiz kaldı.
Adeta kendini bilmez yaşantımız ve tabiata ihanetimiz bizden öç alıyor gibiydi. İnsan olmanın fabrika ayarlarına döndürmeye çalışıyordu.
Pandemi bitiminde hesap edemediğimiz bir sürü olaylar karşımıza çıktı. Aslında olacak gerçekler bunlardı ama bizim işimize gelmediği için hesap etmiyorduk.
Neydi bunlar; basitçe şöyle diyebiliriz. Üretmeden hak etmediğimiz şekilde hızlı bir tüketim. Bütün dünya gıda krizi ile yüzyüze geldi. Dünyada ve ülkemizde enflasyon ile karşı karşıya geldik. Her şey çok pahalı oldu. Şimdi yaşam başka acı yüzünü gösteriyor.
Ortadoğu sürekli bir kan gölü iken karşımıza Rusya’nın Ukrayna işgali ile başlayan savaşla ekonomimiz ağır bir darbe yedi.
Yüksek enflasyon zengin ve fakirin arasındaki farkı açtı. Neticesi zengin daha çok zengin, fakir daha çok fakir oldu. Bu da toplum içinde infiale yol açıyor. Çok daha asabi ve agresif oluyoruz. Yaşamdan zevk alamaz hale geliyoruz.
Bizi ne kurtaracak!
Çok çalışmak ve üretmek. Ümidimizi hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Hayata karşı pozitif olmalı. Negatifliğin bir zararı vardır. Bir deyim vardır, “dünyayı iyilik kurtaracak”tır.
Sevgi dolu bakışlarımız, güzel tebessümlerimiz tatlı sözlerimiz, candan samimi davranışlarımız ile bütün zorlukların üstesinden geleceğiz.
Yaşamımız hızla akıp geçiyor. Kazanılan para, güç, söhret ile insani değerlerimizi kaybettiğiniz zaman hayatımızın bir anlamı kalmıyor. Kazandığınız maddi güçleriniz ile kendinizi değerli hissediyorsanız. Çevrenizdeki her şey size yapay davranır. İnsani değerlerinizi kaybetmişsinizdir.
Bu yıl ağır bir kış geçirdik. Bol kar yağdı. Barajlarımız doldu taştı. Yaşanan kuraklık bu sene yaşanmayacak gibi gözüküyor. Doğayı verimli değerlendirdik mi güzel günler bizi bekliyor.
****
Her yıl mayıs ayında bahsetmeden geçemem. Bu yıl 21 Mayıs 1864 Büyük Çerkes soykırımı ve sürgünün 158’inci yıldönümüdür. Beş yüz bin insan Karadeniz’e döküldü. Bu yaşanan trajedi tarihin en büyük trajedilerinden biridir. Bu yıl herkesi 20 Mayıs 2022 saat 20:00 da Beylikdüzü Çerkes Kültürevi’nde organize edilecek Yaşam Vadisinde bulunan Çerkes soy kırım ve Sürgün anıtında yapılacak olan törene ve ertesi gün 21Mayıs 2022 saat 16;00 KAFFED tarafından organize edilen Yenikapı’da yapılacak mitinge davet ediyorum.
Çerkesler intikam değil, adalet istiyor.