Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. Bizde pahalılığa nasıl uyum sağlayacağız kara kara düşünüyoruz. Arz talep dengesi kafa karıştırıyor. Faiz düşüşte ama vatandaşa yansımıyor.
Üretime dayalı bir ekonomimiz olduğu söyleniyor. İhracata dayalı bir ekonomi ile bir üretim yapılıyor. Dünyada da ekonomik kriz var. Bizde de…
İhracata dayalı ekonomi diye düşünülen sistemle dünyayı uygun fiyata finans ediyoruz. İğneden ipliğe ucuza ürünler satıyoruz. Aynı zamanda ülkemiz dünyaya ucuz tatil yapma imkânı da sunuyor.
Açık kaynaklara baktığımız zaman ihracat yapan 100 bin firma olduğundan bahsediliyor. Firmaların 10 kişi çalıştırdığını düşünürseniz bir milyon kişi yapar. Turizm de çoğu yer sezonluk olduğu için istihdam sayısı fazla değil.
Diğer sektörlerde bu konudan çok rahatsız oluyor. Vitrindeki ürünler artık çok pahalı. Üretici sattığı ürünün hammaddesini sattığı fiyata alamaz hale geldi.
Piyasada ucuz mal diye bir şey kalmadı. Eskiden ucuz ürünler bulacağımız yer belliydi. Zücaciye ürünlerini Tahtakale’den ucuza alırdık. Merter’den ucuza giyinirdik artık ucuza giyinemiyoruz.
Günümüzde en çok duyduğumuz olayların biride kiracı ev sahibi ile kira fiyatlarının artışı tartışması. Yükselen ev fiyatları ve kira fiyatları insanların canını çok sıkıyor. Arkadaşım 1700 lira kira öderken ev sahibi 5 bin lira kira istiyor. Burada kim haklı sizce ev sahibi mi? Kiracı mı? Bence ev sahibi de haklı, malının değerini kaybolmamasını istiyor. Kiracı biraz daha fazla haklı olarak gözüküyor. Kiracı ise ev sahibine %25 devletin kira artışını yapabileceğini, istediği kira artış oranın % 300 ‘ün çok fazla olduğunu söylüyor.
Bütün bunlar yaşanırken, çözüme yönelik tedbir ve beklentilerin ise birbiri ardına boşa çıkması vatandaşın hayat pahalılığı karşısındaki umutsuzluğunu körüklüyor. Öyle ya, hayat pahalılığının yani enflasyonun düşüşü ile ilgili hükümetin tahminleri her açıklamada üç beş ay sonraya öteleniyor. Esasında son yapılan kamuoyu araştırmalarında ise vatandaşın enflasyonun düşürüleceğine dair sözlere inanmadığı ve güvenmediği de ortaya çıkan bir gerçek.
Hal böyle olunca, yaklaşan ve tarihi belli olmasına rağmen öne çekilme ihtimalleri de tartışılan seçim belki de gerçek manada çok özel bir seçim olacak. Ekonomik ve sosyal alanlarda bir yığın sorun ve tartışma alanlarının bulunduğu bir dönemde gerçekleşecek bu seçim, tartışılmaya devam eden başkanlık sistemi ile ilgili de bir hayli ilginç olacak. Seçmenin ekonomik koşullara, yüksek enflasyona, hayat pahalılığına kısaca zorlaşan yaşam şartlarına karşı nasıl bir tavır alacağı hala tartışma konusu. Çünkü bütün bu zorluklara rağmen, iktidar anketlerde önde gözüküyor. Muhalefet hayat pahalılığı birinci sırada olmak üzere, enflasyonu gündeme getirirken, iktidar ise 20 yıldır olduğu gibi bugün de, “Dün sorunları biz çözdük, bugün de biz çözeriz” sloganı ile ekonomiye ilişkin iyimser beklenti ve tahminler öne sürerken, diğer yandan ise güvenlik, yerlilik ve millik gibi kavramlarla seçmenin gönlünü çelmeye çalışıyor.
Evet, ekonomik koşullar ülkede hiç de parlak değil. Enflasyon canavarı gündemin birinci maddesi. Fiyat etiketleri her gün değişiyor. Ev almak neredeyse imkansız, araba almak tatlı bir hayal.
Seçim için sayılı günler var. Çok ama çok zor bir seçim olacak.
Vatandaş, seçmen kimliği ile şu anda kıymetinin zirvesinde. 5 yılda bir eline geçen söz hakkını bakalım nasıl kullanacak? Bütün siyasilere, seçimi izleyenlere ve tarihe iki başlıkta not düşelim.
1-Siyasi partiler seçimden önce sağduyularına karşı sonsuz saygı ve güven duydukları seçmene seçim sonrasında da güven ve saygı duymalı
2-Seçimlerde her zaman, “Kurt kışı unutur ama yediği ayazı unutmaz” atasözü hayat bulur.
Yazımın son kısmında değerli dostum Mustafa Ertop’u kaybetmenin acısını sizle paylaşmak istiyorum. İşin de gücünde bir insandı sevgili Mustafa Kardeşim, etrafında bulunan insanlara nasıl faydalı olurum düşüncesi hâkimdi. Mutlaka insana bir iyiliği de dokunurdu. Dört yıl önce kalp krizi geçirmişti. Bende hastaneye ziyarete gitmiştim. Doktor sigara içmemesini söylemişti. Bıraktığı sigarayı dayanamayıp iki yıl sonra tekrar sigara içmeye başlamıştı. Arabasında kalp krizi geçirmiş ve arabasında hayata veda etmiş bir şekilde bulunmuş.