İSTANBUL’da başıboş gezen köpeklerin bir zamanlar sahibi olduğunu biliyor muydunuz? Köpekçi Hasan Baba, 19. yüzyılın ikinci yarısında sokaklarda yaşayan ve kendisine kayıtsız şartsız itaat eden bir köpek sürüsüyle gezen renkli bir kişilikti. Lakabı ise ‘köpeklerin babası’ idi.
Hasan Baba, sokak köpeklerini besler, başkasının hakkına göz diken köpeklere ise ‘üç gün sürüden uzaklaşma’ cezası verirdi. Hasan Baba’nın, aslında bir hak aşığı olduğu ve manevi sırlarını gizlemek için köpekleri dost edindiği rivayet edilir. Nitekim kendisi İstanbul’daki meczupların da lideriydi.
İşte bu renkli kişinin, Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı’nın resmi sitesinde yayınlanan hikayesi…
SÖZÜNDEN ÇIKMIYORLAR
Hasan Baba, daima yanında beş ya da altı sokak köpeğiyle gezerdi. Köpeklerin her semtte her mahallede sınırları vardı. Bu sınırı, başka semtlerin köpekleri geçemezdi. Bunun yanında Hasan Baba’nın herhangi bir semtten çağırıp o gün için yanına aldığı köpeklere, başka mahalleden hiçbir köpek ses çıkaramazdı.
Bir gün her nasılsa, bir köpeğin ağzındaki lokmayı diğer bir köpek kapar. Hasan Baba hemen köpeğin kulaklarını çekerek, “Yolsuzsun, üç gün huzuruma çıkmayacaksın” diye ceza verir. Bu olaya tesadüfen şahit olan meraklı bir kasap da köpeğe boya ile derhal bir marka vurarak, “Bakalım bu köpek hakikaten üç gün huzura gelmeyecek mi?” diye takibe başlar. Cezalı köpek, hakikaten üç gün ağacın dibinde yatar. Dördüncü gün ise Hasan Baba tarafından affedilir.
İSTANBUL’U TEFTİŞ
Hasan Baba, İstanbul’u her gün teftiş ederdi. Onu tanıyanların verdiği bilgiye göre, bu teftiş aslında manevi bir teftişti. Bu teftişlerde kendisine bir şey sorulduğu zaman yanlış kafiyeli cümlelerle cevap verirdi. Ehemmiyet verdiği bir mesele olursa, ‘Yazın’ der ve sözlerini yazdırırdı.
GERÇEKLEŞEN KEHANET
1897’de Yunanistan’la harp ihtimali, kamuoyunu meşgul ettiği sırada Hasan Baba, Melami Şeyhi Terlikçi Salih Efendi’nin Vezneciler semtindeki dükkanına gelir. Dükkandakiler sorarlar:
– Hasan Baba harp olacak mı?
– Olacak ya… Yazın.
Dükkanda bulunan Maliye Muhasebe Kalemi’nden Cemil Bey kalemi kağıdı alır. Hasan Baba söyler:
– Acele ile muharebe. Yol yürümekle. Beşir’lerle beşaret müşirlerle reşadet. Kalayları, alayları. Meydana çıkararak nişadırların dayanır mı?
– Bu ne demek Hasan Baba?
– Dayanabilir mi düşman demektir. Kaç satır oldu?
– On sekiz satır oldu.
– On sekiz bin alem hürmetine. Say on dokuzu. Al eline çık topuzu.
Gerçekten on dokuz gün sonra Yunanistan’la harp başlamış ve pek kısa zamanda Yunanistan yenilmiş, ezilmiş, bitmişti.
Kabri Edirnekapı’da
Hasan Baba’nın kabri, Edirnekapı Mezarlığı’nda Savaklarda Otakçıbaşı Sokak’taki 9 numaralı evin karşısında bulunuyor. Kabrinin üzeri açık, etrafı yaklaşık 30 santimlik duvarla çevrili. Başucunda iki, ayak ucunda bir olmak üzere üç kabir taşı var.