Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, Plastik hammadde fiyatlarında yaşanan artışı değerlendirdi:
“Hammadde fiyatlarında yüksek seviyenin devam etmesi durumunda sektörümüzde ve bağlı sektörlerde istihdam kayıpları yaşanabilir.
Telafisi zor olacak olan bu durumun önüne geçmek adına işletmelerin finansmana erişimi kolaylaştırılmalı ve kısa çalışma ödeneği uygulaması devam ettirilmeli. Plastik sektörüne hammadde sağlayan petrokimya firmalarında üretim durdurmaları ve kısıtlamaları halen devam ediyor. Bu sebeple yaşanan arz şokuna bağlı olarak hammadde fiyatlarının tüm dünyada hızla arttığını görüyoruz. Ayrıca navlun fiyatlarında yaşanan sert artış tüm sektörlerde olduğu gibi plastik sektöründe de olumsuz etkilere sebep olmakta.
Uzak doğudan temin edilen hammaddelerde ton başına 350-400 dolar seviyesinde gerçekleşen ek maliyet işletmelerimizin rekabet güçlerini kaybetmesine sebep olmakta. Ayrıca artan girdi maliyetlerini satış fiyatlarına yansıtamayan sektörümüzün kar marjı önemli ölçüde erimiştir.
Bu iki ana etmen sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkilemekle birlikte ülkemiz gibi hammaddede ithalata bağımlı olan ülkeler çok daha derinden etkilenmektedir.”
Sektörümüzde ve Bağlı Sektörlerde İstihdam Kaybı Yaşanabilir
Karadeniz, Ülkemizin plastik hammadde ihtiyacının yüzde 85 oranında ithalatla karşılanması sebebiyle küresel arz şoklarına karşı direncinin daha az olduğunun altını çizdi. Karadeniz şöyle devam etti: “Mevcut durum işletmelerin kar marjlarını hızla eritirken, sektörümüzde işletme sermayesi ihtiyacı da 6 ay gibi kısa bir süre içerisinde 2 katına çıkmış durumda. Ayrıca bazı ürün gruplarında hammadde tedariki çok daha sorunlu hale geldiği için plastik mamul üreticilerinin üretim kısıntısına gittiğine şahit oluyoruz. Kısa vadede mutlak suretle bir çözüm geliştirilmesi gerekiyor aksi halde kısa bir süre sonra sektörümüzde ve bağlı sektörlerde istihdam kaybı yaşanması söz konusu olacaktır. Ülkemiz plastik sektörünün; yurtiçinde yeterli hammadde üretiminin olmaması, kontratlı hammadde alımı uygulamasının yaygınlaşmamış olması ve lojistik altyapı yetersizliği gibi yapısal sorunları var. Bu sorunlar sebebiyle sektörümüz dış şoklara karşı direnç gösteremiyor.
Uluslararası kurumların yaptığı analizler fiyat artışı trendinin Haziran ayından itibaren tersine döneceğini öngörüyor. Lakin bu kriz durumundan ders çıkararak yapısal sorunlarımıza çözümler geliştirmek yerine palyatif çözümlerle yetinirsek, hammadde arzını etkileyen bir sonraki krizde gene aynı sorunları konuşuyor olacağız. Bu sebeple sektörümüzün mevcut dönemi en az kayıpla atlatması adına finansman kaynaklarına erişiminin kolaylaştırılması gerekmekle birlikte orta ve uzun vadede de yapısal sorunların ortadan kaldırılması gerekiyor.”