Karadenizli üreticilerin önemli geçim kaynaklarından biri olan kivinin fiyatlamasının düşük kalması çiftçiyi endişelendiriyor.
Gıda Kurutma Derneği Genel Başkanı Mustafa Güngör, bir ürünü taze satmaya çalışmanın riskli ve maliyetli olduğunu belirtti. Yaş olarak satışa sunulan kivinin aslında kurutularak tüketici ile buluşmasında üreticinin daha fazla kazanacağını belirten Mustafa Güngör şunları söyledi:
“Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde kivi meyvesinde ciddi bir üretim yapıldı.
Üretici yani köylünün ürettiği kiviyi alıcılar, birinci sınıfı 5,40 TL ikinci sınıfı 3,40 TL üçüncü sınıfı ise 1,20 TL’ye fiyatlandırdı.
Büyük zincir marketlerde ise fiyatı 38-40 TL civarında.
Arada müthiş bir fiyat uçurumu mevcut. Ve neticede ayakta kalabilmek için çiftçi kazanmadan satmak zorunda kalıyor. Bu şekilde devam ederse üretici elini eteğini çekecek. Sonrasında bu ürünler gibi diğer gıdalarda da dışa bağımlı kalacağız. Çünkü kazanmayan çiftçi üretimden vazgeçecek. Halbuki bu kiviler kurutulmuş olsa 160-300 TL aralığında satılabilirdi.”
SEKTÖRÜN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKIYOR
Gıda Kurutma sektörünün çok önemli olduğunu ama bu zamana kadar pek üzerine düşünülmediğini belirten
Mustafa Güngör şunları anlattı:
“Dünya kurutulmuş meyve ve sebze sektörünün hacmi 55 milyar dolar seviyesinde ve Türkiye’nin bu pazardaki payı 1,5 milyar dolar civarında.
Yurt içindeyse bu rakamın 550 milyon dolar seviyesinde olduğunu tahmin ediyoruz.
Aslında eğer ki kurutularak değerlendirilebilse topraklarımızda yetişen meyve ve sebzeler hatta et, balık, mantar ve peynir
bu pazarın hakimi konumuna ulaşırız. Fakat insanımız her sektörde olduğu gibi gıda sektöründe de işlemeden ham olarak satmaya alışmış ve kazanan değil satan olarak kalmış.
Eğer ki bu kiviler kurutulup ve ihraç edilse ülkemize ekonomik katkısı 310 milyon dolar civarı olur.
Bugün bir ürünü taze satmaya çalışmak çok maliyetli ve riskli bir durum. Üretilen bir gıda 2 ile 7 gün aralığında satılmak zorunda aksi takdirde bozulma riski var. Veya bozulmasın diye soğuk hava depolarında bekletmeniz gerekiyor. Haliyle ya ürününüz bozulup çöp olacak veya soğuk hava deposunda tutacaksınız. Bunun da bir maliyeti var.
Bir başka husus örneğin bir sebze veya meyve üreticisiyseniz,
ürettiğiniz ürünlerin değerini halci veya komisyoncu belirliyor. Yani siz sadece hamallık yapıyorsunuz parayı başkaları kazanıyor. Halbuki kurutmuş olsanız fiyatı siz belirliyorsunuz. Bu sektörde bir birime karşılık on birim kazanıyorsunuz. Riskiniz sıfır seviyesinde.
Ama tabi ki sadece tesis kurmakla olmuyor. Yanında iyi bir pazarlama stratejisi ve faaliyeti yürütmeniz gerekmekte.
Türkiye’nin tarım ve hayvancılık alanında üretilen tüm ürünlerini kurutarak dünya piyasasına açılmak çok kolay.
Ve ciddi bir talep var. Bu bir fırsat. Başka ülkeler daha fazla gözünü açmadan hızlıca bu alana yoğunlaşsınlar.
Bakın dibimizdeki Gürcistan bu sene gıda kurutma tesisleri ile ilgili çok ciddi bir hibe programı açıkladı.
Buna karşılık mesela Doğu Karadeniz’de yaklaşık yüzde 70 oranında meyve sebze bağda bahçede değerlendirilemeden çürüyor.
Üretici yaş meyvesini satamayacağı için dalında bırakacak. Milli servetimiz heba oluyor.”