Hayata anlam katmak..
Anlamlı bir hayat yaşamak..
ve hayatın anlamını kavramak..
Biz insanlar konuşarak anlaşırız.
Konuşmak için de kelimelere ihtiyacımız vardır.
Kelime, anlamı olan sözdür. Anlamsız sesleri ancak konuşmayı öğrenmeden önce bebekler çıkarır. Büyükleri bebeğin o anlamsız seslerine bile mimikleri ve halleri ile beraber bir anlam vermeye, ne anlatmak istediğini anlamaya çalışırlar. Zira anlamak iletişim kurmanın olmazsa olmazıdır.
Bilmediğimiz bir dilde konuşan bir insanla bile ortak kelimeler bulmaya veya işaret diliyle anlaşmaya çalışırız.
İnsan hep anlama merakındadır diğer insanları veya olayları. Bu merakını yitirmiş olanlar ya kibirli, zorba, aşırı bencil tiplerdir veya yaşama arzusu ve ümidini yitirmiş kişilerdir. Kanımca her ikisi de psikolojinin veya psikiyatrinin alanına girer.
Anlamak öyle sanıldığı kadar kolay değildir, emek ister. Anladığını zannetmek ise bambaşka bir şeydir. Kişinin kendisini kandırması ve bunun da beteri anlamadığını etrafındakilere anlamış gibi satmasıdır.
Daha küçük yaştan itibaren insan kelimeleri iyi öğrenmeli, varsa farklı anlamlarını, hangi durumda ne anlama gelebileceğini iyice kavramalı. Yoksa ne derdini anlatabilir ne de başkalarını anlayabilir doğru bir şekilde.
Yani herkes önce anadilini çok iyi öğrenmeli. Peki, kimden ve nasıl? Adı üstünde anadil, ana dili, yani ilk önce anneden öğrenilecektir. Anne sevgi, şefkat ve merhamet dilini her kelimenin ruhuna yükleyerek öğretecektir çocuğuna. Ve elbette baba da bunun bir parçası olacak ve aile ocağında öğrendiği kelimeler ve onların anlamlarıyla hayata katılacaktır çocuk.
Kelimelerden sonra kavramlar çıkar insanın karşısına. Nesneleri, kişileri, düşünceleri ve olayları anlamak, yorumlamak ve zihinde canlandırmak için kavram bilgisi çok önemlidir.
Kavramları ise ailenin yanı sıra okuldan, öğretmenlerden ve kitaplardan öğrenir insanlar.
Kavramları tam ve doğru olarak anlayamayan insanlar kişileri, olayları ve hayatı anlamada, anlamlandırmada yetersiz kalırlar. Kişiler ve olaylar karşısında özgün bir tavır ve tutum geliştiremezler. Kendi eksikliği ve de ezikliği sebebiyle bu konuda daha yetkin gözüken kişilerin etkisi altına girerler ve onların yönlendirmesi ile hareket etmek durumunda kalırlar.
Kısacası insan, hayata anlam katmak, anlamlı bir hayat yaşamak ve hayatın anlamını kavramak için öncelikle anadilini iyi öğrenmelidir.
Hayatı, işi ve ilişkileri için kelimeleri ve kavramları zihninde çok iyi bir şekilde yerli yerine oturtmalıdır.