Çağdaş hapishaneli kurtulup şehirlerden
Bir özgürlük peşinde arınıp zehirlerden
Ruhu sıkan çemberi kırarak sakinliğe
Yeniden doğmuş gibi son verip miskinliğe
Söz olsun köylülerim kırlarda koşacağım
Çoruh’un sel suyuyla çoştukça coşacağım
Yayılıp yaylalara bir pınarın başında
Hatıralarla dolu kekik kokan taşında
Basarak çimenlere yemyeşil çayırlara
Kalıp nefes nefese tırmanıp bayırlara
Bir kavalın sesiyle kırlarda koşacağım
Önüme gelen dağı yükselip aşacağım
Bir divane misali kendi başıma buyruk
Özgürlük gözlerimde kim vurur boyunduruk?
Asude bir baharda kaplayarak dinginlik
Tabiat benim odam olmaz böyle zenginlik
Boy veren başaklarla kırlarda koşacağım
Bereketli ovalar üstünde şaşacağım
Ruh iklimi izinde patikalar boyunca
Kuşların bakışını ağaçlardan duyunca
Canlı cansız el ele kilitlenip hedefe
Doğanın saltanatı üstünde olup efe
Bir Kafdağı masalı kırlarda koşacağım
Öteler ötesine belki ulaşacağım
Güneşi takip edip en son noktaya kadar
Genişleyen kainat sonunda sonsuzluk var
Yatağım kara toprak yorganımsa gökyüzü
Çiçeklerden yastığım aşksa rüyamın özü
Bir delinin aşkıyla kırlarda koşacağım
Sevdanın iksiriyle kalbe bulaşacağım
Akşamın kızıllığı düşünce tarlalara
Bir bülbül sedasıyla merhaba kargalara
Gölgeler uzayarak koşunca ormanlara
Yıldızlar çağırıyor bilinmez zamanlara
Ay mehtabıyla gece kırlarda koşacağım
Bir yakamoz hızıyla suda dolaşacağım
Düşerek peşi sıra bir kuzunun sesine
Uzanıp boydan boya toprağın nefesine
Çağlayıp derelerle akarak deryalara
And olsun aziz dostlar! Dalarak hülyalara
Bulutun gölgesiyle kırlarda koşacağım
Yağmur olup göklerden taştıkça taşacağım