Kişisel gelişim kitaplarının muhteva olarak bakış açımızı zenginleştirdiğine dair somut herhangi bir insan türüne bugüne kadar hiç denk gelmedim. Doğrusu, bu cümleyi eleştirel bir tutum olarak benimsemiş olmamakla birlikte, durum tespiti dediğimiz şeyin uzantısı olmasını da bekliyor değilim. Ne var ki, “kişisel gelişim” dediğimiz şey, muhtemeldir ki bireyin kendisinde olmayanı arama eylemi sayılsa yeridir. Tatbik sahası doğrudan bireysel ilişkilerden neşet eden bir alan için son yirmi yılda ciltler dolusu kitap yazıldığını bilmek, açıkçası insanı endişeye sevk ediyor. Apartman kültürünün doğrudan uzantısı olarak güncel bir farkındalığı kişiliğinde yaşamak, görmek isteyenlerin sayısı günden güne artıyor. Zira dünya ile temas etmeye korkanlar kadar bu teması daha bir derinleştirmeye eğilimli yeni bir nesille karşı karşıya bulunduğumuz kesin. Toprağı saksıda, vatandaşı ise otobüsün dışından gören bakış açısıyla kişisel gelişimin yazılamayacağı, sağlanamayacağı çok açık. Yaldızlı birkaç cümle eşliğinde gerçekleştirildiği öne sürülen psikolojik danışmanlık, sanırım hiçbir dönem bu kadar ucuz olmadığı gibi bu denli de abartılmış değildi. Niyetim elbette alana münhasır ahkâm kesmek hiç değil. Ancak son birkaç yılda okuduğum kişisel gelişim kitaplarının tekrara düştüğünü görmek, beni bu alandan ve de bu bakış açısından tamamen soğutmaya fazlasıyla yetti.Elbette karşımızda komplike bir varlık olarak insanın bulunduğunu unutmuş değilim. Bununla birlikte, aynı insanın denek olarak “bilimsel maymun” seviyesine bu denli düşürdüğüne de yakın tarihlerde hiç şahit olmadım. Zira sipariş usulü yazıldığı izlenimi veren bu tür kitapların esasa, yani insanın varoluş amacına dair inceliklerden mahrum bırakılarak, doğrudan materyalist bir bakış ve sistem doğrultusunda kaleme alındıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla insanın ruhunu ıskalayan bu tarz çalışmaların bütün eksiklerine rağmen çok satılıyor olması çok okunduğu anlamına da gelmiyor, ayrıca bundan da eminim.
Dileğim o ki, kişisel gelişimimiz “kişisel gerileyişimiz” olmaz inşaallah.