KKTC, Kıbrıs’ta yüzyıllardır yaşam süren Kıbrıs Türkü’nün, Rumlarla kurduğu ortaklık cumhuriyetinden dışlandıktan sonra oluşturduğu en uzun ömürlüsü.
1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin trajik sonuyla başlayan süreçte Genel Komite, Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ve Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ardından self determinasyon hakkını kullanan Kıbrıslı Türkler 15 Kasım 1983’te KKTC’yi ilan etti.
Sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan KKTC, kurulduğu günden bu yana uluslararası toplum tarafından konulan ekonomi, ulaşım ve spor alanlardaki ambargolara karşı mücadele veriyor.
Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlarla 1960’ta ortaklaşa kurduğu Kıbrıs Cumhuriyeti, toplumlar arası çatışmaların patlak vermesiyle sadece üç yıl yaşayabildi. Özellikle Kıbrıslı Türkler için acılarla dolu geçen 11 yılın ardından 15 Temmuz 1974’te Yunan cuntasının darbesine sahne olan Ada, 20 Temmuz 1974’te ise garantörlük hakkını kullanan Türkiye’nin askeri müdahalesiyle yeni bir döneme girdi.
Adada yeni bir sayfa açan bu müdahaleyle Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, coğrafik olarak bölündü; Kıbrıslı Türkler, adanın kuzeyinde, Kıbrıslı Rumlar ise güneyinde toplandı.
O güne kadar ada geneline yayılan Kıbrıslı Türk nüfusu, 1974’le birlikte bütünlüklü bir coğrafyaya sahip oldu ve bunun sonucunda da bir devlet ihtiyacı doğdu.
Kıbrıslı Türkler, çatışmaların başladığı 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nden koparak, yasama ve yürütme görevini yürüten Kıbrıs Türk Genel Yönetimi’ni, daha sonra Kıbrıs Türk Geçici Türk Yönetimi’ni ve Barış Harekatı’ndan sonra Kıbrıs Türk Otonom Yönetimi’ni kurdu.
Otonom Türk Yönetimi Meclisi, Barış Harekatı’nın mimarı Bülent Ecevit’in 1975’in başında adaya yaptığı ziyarette kendilerine yönelttiği “Nasıl bir anayasal yapı istiyorsunuz?” sorusu üzerine başlayan tartışmalar sonunda Türkiye’ye bağlanmayı öngören bir tasarıyı kabul etti.
4 Ocak 1975 tarihli özel meclis oturumuna getirilen öneride “yeni düzende iki ayrı bölgeye dayalı bir federal devlet şekli oluşturulması ve siyasi bir çözüm geciktiği takdirde Kıbrıs Türk devletinin ilanı zorunludur” deniliyordu. Uzun tartışmalar sonunda, nihai çözüm şekli olarak “Anavatanla birleşme ve bütünleşme” benimsenirken, asgari çözüm şekli olarak “coğrafi ayrılığa dayalı çözüm yolu” kabul edildi. Yeni anayasal düzen getirilmesi gereği konusunda da hem fikir olundu ve “siyasi bir çözüm gerektiği takdirde Kıbrıs Türk devletinin ilanı” gerekli görüldü.
Otonom Türk Yönetimi Meclisi’nin Anavatanla birleşme ve bütünleşme önerisi hayata geçmese de 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.
KTFD bildirgesinde, gelecekteki bağımsız Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasına yol açacak düzenin hukuki esasının yaratılması göz önünde bulunduruldu ve iki bölgeli bir federasyon çerçevesinde Kıbrıs Rum toplumuyla birleşilmesi halinde anayasanın Kıbrıs Federal Cumhuriyeti’nin anayasası olarak değiştirilebileceği vurgulandı.
Kıbrıs müzakerelerine de açık olmasından dolayı toplumlar arası müzakerelerin devam ettiği KTFD günleri, Birleşmiş Milletler’in 13 Mayıs 1983’te Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığını “işgalci güç” olarak gösteren 37/253 sayılı kararıyla sona yaklaştı.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın, 1974’ten beri hayalini kurduğu ancak uluslararası konjonktürden dolayı Türkiye’ye kabul ettiremediği bağımsız Kıbrıs Türk devleti, KKTC, 15 Kasım 1983’te ilan edildi.
https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n495040-15-kasim-1983te-ilan-edilen-kktc-bu-yil-40inci-yasini-kutluyor