fotoğraf: M.ercan Pınar
Mertek misali fotoğrafı dikey bölen (yoksa simetri nişânesi mi demek gerek) elektrik direği ile sinir harbindeyim… Bir gece yanıyor ve kor-kızıl gerilimin üzerine düşen nârin kar taneleri ‘Binbir Gece’ masallarından dem vuruyor… Yeni öyküler sökün ediyor geceye. Filmlerden alışkın olduğumuz üzre pencereden el sallayan kimse yok kadrajda, uğurlama seremonisine dair bir iz de… Ezber yok yani. Doğaçlama gelişen bir ânın, dondurulup sunulması ile karşı karşıyayız. Öyle ki önplanda belirgin bir figür ile göz göze gelmeyi en azından bir yolcuyu öne çıkarmayı bile ‘hesap’lamamış bakacın ardındaki göz. İhtimal, kar tozlağı içindeki kor-kızıl tezat bir sezgiyle imgeye dönüşmüş belleğinde. Korkulukların sağında uykuya dalmış binaların dingin hâli sol tarafta yolcuların devingen telaşı ile dengeye kavuşmuş. Devingen ama ayrılık vaktine karşın trenden neredeyse kopmak istemeyen bir kalabalık. Tren bir çağrışım aracı değil elbette yola dair… O olsa olsa belirtidir. Herkes bilir ki tren yol ile ilgilidir. Haliyle trenin çağrıştırdığı yolun ötesinde bir hâl olsa gerek. Artık çocuklukta kalmış bir hatıra, demiryolu çalışanı bir yakın, gidip dönmeyen birileri vs… Rahmetli fotoğraf hocamız Özdemir Gürsoy’un 37 yıl önce Çıldır Gölü’ne dair anlattıkları mıdır Ercan’ı buralara çeken bilmiyorum. Yine bilmiyorum, fotoğraf hevesi onca yıl sonra depreşirken bu alelacele, aniden kaydetme dürtüsünün ‘basın fotoğrafçılığı’ dersinden mi izler taşıdığını… Fakat şunu biliyorum, ânı zorlamadan, zedelemeden ve ilk hissiyatla çekilen her ne ise o insanın duygusal ve düşünsel faylarında inkârı mümkün olmayan bir etki bırakmaktadır…Kars, 12 Aralık 2018Nikon d5200, 28*300 mm | ISO 2000 | 1/100 sec.| f: 3.5 | Focal Length: 28 mm