Son dönemlerde yaşamımızın bir parçası olan, günümüzün önemli bir kısmını orada geçirdiğimiz sosyal medya, psikolojik yönüyle ele alındı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal editörlüğünde hazırlanan “Sosyal Medya Psikolojisi” kitabı şimdi raflarda. Sosyal medya kullanım alışkanlıklarını kuramsal, psikolojik ve klinik açılardan etraflıca ele alındığı kitap, sosyal medya ile ilişkimizin nasıl olması gerektiğine dair önemli bilgileri okuyucuyla buluşturuyor. DER Yayınları tarafından okuyucularla buluşturulan kitapta, son dönemlerde hayatımızın odak noktası haline gelen sosyal medya özellikle psikolojik etkisiyle ele alındı. Sosyal medya psikolojisi multidisipliner olarak ele alındı Sosyal medya kullanım alışkanlıklarına kuramsal, psikolojik ve klinik olmak üzere üç farklı pencereden bakılan kitapta, alanında uzman pek çok ismin makalesi yer alıyor. Sosyal Medya Psikolojisinde sosyal medyanın; Z kuşağı, ebeveynlik, narsisizm, yalnızlık, alışkanlık, bağlılık, depresyon ve bellek kavramları ile bağı detaylı bir şekilde inceleniyor. “Dijital nesil önceki kuşaklardan farklı gerçeklikte yaşıyor” Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sosyal Medya Psikolojisi gibi önemli bir konunun kitap haline gelmesi ve yayınlanmasının önemli bir ihtiyacı karşılayacağını belirtti. Aynı zamanda kitabın editörü de olan Tarhan takdim yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dijital nesiller önceki kuşaklardan farklı bir gerçeklikte yaşamaktadır. Psikiyatri pratiğinde uyguladığımız nörogelişimsel ölçekler var. Bu ölçekler de bazı becerileri ölçeriz bu beceriler gelişmişse kişide yaygın gelişim bozukluğu var mı yok mu karar veririz. Bu beceriler mantıksal, ince motor, kaba motor, dil, sosyal, duyusal ve duygusal becerilerdir. Bir çocuk yürümeye başlaması ile birlikte doğal sosyal ortamda değilse yeteneklerini beceri haline dönüştüremez. Ukraynalı Oxana Malaya vakası gibi vahşi çocuk olgularında gördüğümüz gibi ilkel seviyede kalabilir. Bu nedenle ucuz bakıcı gibi TV karşısında, tablet elinde büyüyen çocuk gecikmiş konuşma ile kliniklere başvuruyor otistik belirtiler gösteriyor. Bu olgular uzun sürerse “öğrenilmiş otizm” diye tanımlanan klinik tabloya dönüşebilirler. İşte bu çalışmada sosyal medya ile ilişkimizin nasıl olması gerektiğine dair çok derli bilgileri bulacaksınız. Genç arkadaşlarımız çok emek verdiler. Onlarla birlikte çalışmak bana da çok iyi geldi. Kendilerini kutlarım size de iyi okumalar dilerim.”