Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı Şubat’ta 1 milyon 545 bin kişi oldu. Rus ve Ukraynalı turistlerin toplam turistler içerisindeki payı yüzde 10’u aşmış olsa da marttan itibaren bu sayının düşecek olması turizmcileri tedirgin ediyor. Normal şartlarda Rusya ve Ukrayna’dan yılda 10 milyon turistin geldiği Türkiye için bu yaz turizmde sancılı geçebilir.
Daha önce Rusya ile yaşanan siyasi krizlerde de benzer sorunların yaşandığını hatırlatan Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu Başkanı (ULİKAD) Ömer Niziplioğlu, Türkiye’nin belli ülkelere bağlı kalmaması için farklı ülkelere yönelik tanıtım çalışmaları yapılması gerektiğini söyledi.
‘Avrupa takıntısını bırakalım’
Turizmde Avrupa ve Rusya pazarı takıntısının bırakılması gerekliğini aktaran Niziplioğlu “Çin, Hindistan, Afrika ve Latin Amerika ülkelerindeki turistleri ülkemize çekmeliyiz. Yeni ve daha büyük pazarlara yönelelim. Bu bölgelerde 3 milyar kişilik bir nüfus söz konusu” diye konuştu.
‘Kampanyalar yetersiz’
Yapılan tanıtım faaliyetleri ve kampanyaların yetersiz olduğunu belirten Niziplioğlu şöyle konuştu: “Artık Londra’da otobüs giydirmek, havalimanı billboardlarına ilan vermek çok yetersiz bir çalışma. Onun yerine hedef kitlemiz olan ülkelerin spor, müzik, sinema vb. alanlarda ünlü, sevilen, sosyal medyada takipçisi yüksek olan kişiler tarafından tanıtımlarımız yapılmalı. Herkes olup biteni sosyal medyadan takip ediyorken bu kanalı yeterince kullanmayarak hata yapılıyor. Yerli turist tesisler için önemli. Fakat ülke için bir cepten alıp diğerine vermektir esas olan dıştan gelen turist ve kaynaktır.”
‘Orta Doğulular yaylaları seviyor’
Niziplioğlu’na göre turizm konusunda ağırlık verilmesi gereken bir alan yaylalar. Özellikle Karadeniz’deki yaylaların mevcuttakilere ek olarak 4-5 tanesinin daha turizme açılması gerektiğini, Karadeniz’i bu şekilde bırakmanın ekonomik olarak kayıp olduğunu kaydeden Niziplioğlu şunları ifade etti: “Buralar özellikle sıcağı sevmeyen Orta Doğulu misafirlerin talep ettiği bölgedir. Dünya artık denizden başka turizm alternatifleri arıyor, doğaya yöneliş var. İsviçre, Alplerdeki yaylalardan milyarlarca dolar kazanım sağlarken, biz de Karadeniz’de özellikle dağların yaylalarından gelir elde etmeliyiz, Ayrıca yöresel ürün satışıyla bölge halkı da ekonomik olarak kalkınması hedeflenmelidir.”
‘Mersin, Adana ve Hatay’a ağırlık verelim’
Gemi turizminin canlandırılması gerektiğini de ifade eden Niziplioğlu, Doğu Akdeniz gemi turizm destinasyonuna Adana, Mersin ve Hatay’ın dahil edilmesi gerektiğini belirtti. Niziplioğlu, Mısır, Lübnan, Kıbrıs ve İsrail’e giden turistlerin Türkiye’ye de gelmesinin sağlanmasının gerektiğini, bunun için bir gemi limanı yapılmasının yeterli olacağını söyledi.
Niziplioğlu, Akdeniz’in sıcak deniz olması nedeniyle turizm havzası olduğunu ancak burada sadece Antalya’dan gelir elde edildiğini hatırlattı. Mersin, Adana ve Hatay’ın Antalya ile mukayese edilemeyecek kadar geride olduğunun altını çizen Niziplioğlu şöyle devam etti: “Antalya turizm bölgesi ilan edilirken diğer üç ilin yazlık site mesken yerleşim bölgesi ilan edilmesinden kaynaklanır. Bu tür yapılaşmanın ülke ekonomisine katkısı yok denecek kadar azdır, ayrıca bu illeri inanç, kültür, tarih turizmi olarak 12 ay sunabiliriz. Onlarca antik kentlerin yanı sıra dünyanın ilk kilisesi San Pierre, Anadolu’nun ilk camisi Habibi Neccar, Noel Baba’nın kilisesi Aziz Nikolas Aziz Paul Kilisesi bu bölgededir. Bölgenin gastronomisi başlı başına cazibe merkezidir. Tüm dünyanın turizm havzası olarak kabul ettiği, bu sahil bandı daha doğru planlamalı; ikinci Antalya, Güney Fransa veya Dubai yapmanın yollarını aramalıyız. Samandağ sahili 14 km uzunluğundadır, dünyanın 12. en uzun plajıdır. Samandağ, Yayladağ, Yumurtalık, Karataş, Anamur, Silifke, Tarsus, Taşucu turizm bölgesi ilan edilerek yatırımcılara sunulmalıdır.”
‘Fuarları es geçmeyelim’
Ülkemizde 77 adet antik kent var. Aynı zamanda tarihi binlerce yıllık geçmişi olan kültür illerimiz var. Niziplioğlu’na göre Mardin, Gaziantep, Şanlıurfa ve Nevşehir gibi illerde daha fazla yatırım yapılmalı. Uluslararası müsabaka, yarış ve etkinliklerin yapılabileceği uluslararası standartlarda, spor alanları oluşturabilirse önemli bir gelir kaynağına ulaşılacağını dile getiren Niziplioğlu, şöyle tamamladı: “Yeterli konaklama, yeme, içme tesisin bulunduğu İstanbul ve Antalya’ya yapılacak büyük kongre ve fuar alanları ile gelirlerin artırılabilir. Ülkemiz doğu ile batının buluştuğu noktadadır. Konum ve mesafe nedeni ile tercih sebebidir. Dünyada turizmde en çok parayı harcayan kişi iş insanlardır, bu misafirleri ülkemize çekmeliyiz.”