Elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun; kitapları, makaleleri ve gençlere tavsiyeleriyle kültür dünyamızı aydınlatmaya devam edecek. Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Platformu’nun kurucusu olan Dursun, modern bir kültür dervişiydi.
Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un bilgiye bakışı şöyle, “Bilgiye samimi olarak talip olmak gerekiyor” diyor ve gayeyi şöyle anlatıyor: “Bana göre bu talebin arkasında dünyevi ikbal ve ihtiras olmamalı. İhtiras ve ikbal bilginin bereketini azaltıyor. Bilgiyi belki elde edebiliyorsunuz ama sadece bilgi yüklü bir insan oluyorsunuz. Niyette, ihtiras ve ikbal varsa bereketi azalıyor, nasip olamıyor size o. En çok üstünde durduğum konulardan bir tanesi kütüphaneler. Son dönemde çok kütüphane yapıldı, kitabı çok anlatıyoruz. Ancak bizim geleneksel kültürümüz kitap ile beraber sohbet üzerine dayanıyor. Sohbet geleneğimizi kaybettik. Teknoloji ve modern hayat sohbet etmeyi, hemhal olmayı, hasbihal etmeyi bize unutturdu. O zaman ne oldu? Bu kelimeler kullanılmaz hale geldi. Bunu geri kazandırmamız gerekiyor.”
Gençler için çalıştaylar yaptıklarını anlatıyor Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, neden ve niçini de açıklıyor: “Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Platformu’nu kurduk. Dernek veya vakıf değil. Gönüllülük esasına dayanıyor, herhangi bir görevlendirme yok. Bunun ana omurgasında, akademisyenler yani bizimde içinde olduğumuz bir grup var. Ancak muhatap kitlesi gençler. Yani bizim akademisyenler birbirlerine bir şey anlatmıyorlar. ‘Gençlere anlatıyoruz’ diyeceğimi de zannedenler olabilir. Öyle de olmuyor. Toplantılarda, ilk sözü gençlere veriyoruz. Liseli gençler mesela Anadolu’nun tarih ve kültür birliğinin nasıl sağlanabileceği konusunda görüşlerini söylüyorlar. Ancak buradaki esas mesele biz niye gençlere kültürümüzü aktaramadık? Niye birbirimizden koptuk veya koparıldık? Netice ortada. Bakın aileler birbiriyle konuşmuyorlar, herkesin elinde bir teknolojik alet, çocuklarıyla konuşmuyorlar. Birbirleriyle sohbet, birbirlerine aktarma yok oldu. Büyükanneler ve büyükbabalar, ailelerde esas sohbet kaynağı onlardı. Bu aktarma konusunun kopması büyük sıkıntı. Yapmaya çalıştığımız bunu tekrar kazanmak.”
İstanbul’u öğrenmeye ömür yetmez
Prof. Dr. Haluk Dursun’un İstanbul sevdası İstanbul’da Yaşama Sanatı kitabının her satırına nakış gibi işlenmiştir. Bu sevdaya nasıl düştüğünü şöyle anlatıyor kültür dervişi: “Tek başına İstanbul üzerine bir üniversite kurulabilir görüşündeyim. Yani sadece İstanbul’u anlatan bir üniversitede okuyabilirsiniz. O kadar geniş, o kadar derinliği ve geri planı olan bir kültür ve mekandan bahsediyoruz. Ben bunu ilk defa 1968’de Boğaz’da Ortaköy’de keşfettim. İstanbul’u keşfettim ve İstanbul’u öğrenmeye çalıştım. Bir süre sonra pes ettim. Şöyle pes ettim, İstanbul’u öğrenmeye insanın ömrü yetmez. Öğrenmeye devam ettim ama sonuca ulaşamayacağımı, yolunda öleceğimi öğrendim.”
Gençlere tavsiyeler
Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’dan gençlere hayatın kilitlerini açacak tavsiyeler:
– Meraklı olun. Öğrenmenin başı merak etmektir. Üzerinize vazife olmayan şeyleri de merak edin. Başta, tabiatı merak edin. Güzel sanatlarla ilgili bir merakınız olsun. Şiir yazamasanız bile ezberleyin. Koleksiyoner bir ruha sahip olun.
– Soru sorma alışkanlığı edinin. Doğru adama, doğru soruyu sorun.
– Öğrenmeye doymayın. İşi, konuyu sadece ehlinden dinleyin.
– Takipçi olun. Konularınızı, işlerinizi takip edin; kendi haline bırakmayın.
– İşlerinizi önem sırasına göre sıralamayı bilin.
– Danışın. Önce aklınıza; sonra gönlünüze; en sonunda da sizi hesapsız, kitapsız, menfaatsiz, gönülden seven büyüklerinize danışın. Sizden daha tecrübesiz, dünya görmemiş, bir iş bitirmemiş, bir başarı göstermemiş insanlara danışmayın.
– Planlı-programlı, zamanlı çalışmak kadar iyi zamanlama yapmak da çok önemlidir. Zamanlama konusunda dikkatli olun.
– Hafızanıza güvenmeyin. Devamlı not alın; kayıt tutun, arşiv yapın.
– Randevulara vaktinde gidin. Verdiğiniz sözü yerine getirin.
– Bilgi sahibi olmadan yorum yapmayın. Öğrenme, bilmediğini bildiğin anda ve yerde başlar.
– İleri görüşlü olun. Yapacağınız projenin, başlayacağınız bir işin birkaç hamle sonrasını da düşünün, hesaplayın. Alternatifli çalışın.
– Gözlem ruhuna sahip olun. Bakan kör olmayın, can gözüyle bakın. Kafanızın yazılımını “bir iş nasıl olmaz” diye uyarlamayın.
– İnsan kıymeti bilin. Fakirlere, gariplere, muhtaçlara el uzatın. Allah’a şükrü, insanlara teşekkürü unutmayın.
