Yeni geliştirilen bir ultrason tekniğiyle, ulaşılması zor yerlerde mahsur kalan depremzedeler, bir arabada sıkışan kazazedeler gibi tehlikeli durumlarda mağdur olan ve acil müdahaleye ihtiyaç duyan kişiler ve normal görüntülemenin zor olduğu bebeklerin ultrason görüntülerini uzaktan almak mümkün olacak.
Ultrason teknolojisi hayatımızın uzun zamandır ayrılmaz bir parçası. Muayene pratiklerinde en sık başvurulan yöntemlerden biri ve teşhis sürecini hızlandırıp, tedaviyi kolaylaştırıyor. Çoğu durumda ultrason görüntüsü almak nispeten kolay bir prosedür. Bir uzman, bir hastanın cildine hafifçe cihazı bastırır ve üretilen ses dalgaları cildin içinden geçer. Ses dalgası; kas, yağ ve diğer yumuşak dokulara çarpıp geri yansır. Bu sayede de bir görüntü elde edilir.
Geleneksel ultrason, X-ışını ve BT tarayıcılarının yaptığı gibi hastaları zararlı radyasyona maruz bırakmaz. Ancak bir hastanın vücudu ile temas gerektirir ve bu nedenle, ultrason başlığını iyi tolere etmeyen hastaları (bebekler, yanık hastaları veya hassas cildi olan diğer hastalar gibi) görüntülemek sınırlayıcı olabilir. Bazen de olağanüstü bir durumda mağdur olan kişilerin, örneğin bir enkaz altında kalan kişinin iç kanaması olup olmadığını anlamak hayati önem taşır.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü mühendisleri, böyle durumlardaki hastaların görüntülemesini yapmak için vücutla temas gerektirmeyen bir alternatif ultrason yöntemi geliştirdiler. Yeni lazer ultrason tekniği, bir kişinin içini uzaktan görüntülemek için göz ve cilt açısından güvenli bir ikili lazer sistemini kullanıyor. İlk lazer uzaktan vücuda sıçrayan ses dalgaları üretiyor. İkinci lazer ise, araştırmacıların daha sonra geleneksel ultrasona benzer bir görüntüye dönüştürdüğü yansıyan dalgaları uzaktan algılıyor.
Araştırmacılar, ilk lazer ultrason görüntülerini oluşturduklarını duyurdu. Birkaç gönüllünün ön kollarını tarayan ekip, cildin yaklaşık 6 santimetre altına kadar kas, yağ ve kemik gibi ortak doku özelliklerini gözlemlediler. Geleneksel ultrason ile karşılaştırılabilir olan bu görüntüler, yarım metre uzakta olan gönüllüye odaklanan lazerler kullanılarak üretildi.
Bu yeni gelişme ile hastaya temas etmeden vücudun içindeki organları görmenin ve derin dokunun özelliklerini belirlemenin yepyeni bir yolu bulunmuş oldu. Araştırmacılar henüz yolun başında ve tekniklerini geliştirmek üzere çalışıyorlar. Hedefleri dokudaki ince özellikleri çözmek için sistemin performansını ve uygulama mesafesini arttırmak, ayrıca ileride lazer cihazını minyatürleştirmeyi umuyorlar. Böylece lazer ultrasonu bir gün taşınabilir bir cihaz olarak da kullanılabilir. Bu sayede gereken her yerde uzaktan ultrason görüntülemesi yapmak mümkün olabilecek.