Vergi hukuku uzmanı Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, yeni kabinenin kurulmasının ardından açıklamada bulundu. Türkiye’de vergi yükünün sabit gelirliler üzerinde olduğunu belirten Yavaşlar, kamu finansman ihtiyacının, üst gelir grubu ve yüksek kazanç sağlayan kurumların gelirleri/kazançları üzerinden alınacak geçici bir vergi ile karşılanması gerektiğini ifade etti. Yavaşlar, mevcut vergi düzenlemelerinin de günümüzün ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu belirterek şunları ifade etti; “Pek çok vergi yasası 1950’li ve 60’lı yıllardan kalma. Örneğin, Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve -2006’da çıkmasına rağmen birkaç dokunuş haricinde eskisini tekrarlayan- Kurumlar Vergisi Kanunu 1961, Amme Alacaklarının Tahsili Kanunu 1953 yılından. Vergi yasaları çok eski, zaman içinde çok değiştirildiklerinden sistematik yapılarında bozulmalar var ve güncel gelişmelere de cevap vermiyorlar. Bir an önce kapsamlı bir vergi reformu yapılmalı. Bu hem hakkaniyet hem de daha fazla gelir elde etmek için şart.”
Kısa vadede:
1. Bir daha vergi affı olmayacağı açıklanmalı ve vergi affı konusu Anayasa’da -sıkı şartlara tabi olacak şekilde- düzenlenmeli.
2. Kayıt dışı ekonomiyi önlemek üzere ciddi adımlar atılmalı. Bu bağlamda, yoklama etkin şekilde kullanılmaya başlanmalı.
3. Bireylerin ve hane halklarının kullandığı temel tüketim mal ve hizmetleri üzerindeki dolaylı vergi yükü azaltılmalı.
Orta vadede:
1. Tüm vergi yasaları, hukuki güvenlik ilkesi, eşitlik ilkesi ile temel hak ve özgürlükler dikkate alınarak reforma tabi tutulmalı. Özellikle;
a. Bütün vergilerde matrah (/üzerinden vergi alınacak vergi konusu kısmı), verginin mali güçle orantılı olması ilkesi (/maddi eşitlik ilkesi) dikkate alınarak belirlenmeli.
b. Mükellef hak ve ödevleri ile idarenin görev ve yetkisi, Anayasa’ya uygun şekilde yasada açıkça düzenlenmeli.
c. Vergi ödevlilerinin hukuka ve bu bağlamda açık ve belirli yasa kuralları ile idari uygulamalara güveni koruma altına alınarak, endişe etmeksizin planlama yapabilmelerine imkan tanınmalı.
2. Reformda, vergi yasalarının birbirleriyle bağlantısı dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşım gösterilmeli.
3. Reformda, usulde ve ekonomide dijitalleşme, özellikle de dijital ekonomi (bu konuda uluslararası vergi hukukundaki gelişmeler de izlenilerek) muhakkak göz önünde tutulmalı.
4. “Değerleme”, ayrı bir yasada (“değerleme kanunu”) ve tüm vergi hukuku bakımından geçerli olacak şekilde düzenlenmeli.
5. Hangi amaca yönelik olursa olsun tüm vergi teşvikleri tek bir yasada (“vergi teşvik kanunu”), sistematik bir şekilde (örneğin iktisadi amaçlı teşvikler, sosyal amaçlı teşvikler) düzenlenerek, vergi yasalarından çıkartılmalı.
6. Riskli mükellefleri belirleme kriterleri açıklanmasa dahi, vergi incelemesine tabi tutulacak mükelleflerin ne şekilde belirlendiğine dair temel esaslar yasada düzenlenmeli.