enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak

Gazze’nin Acısını Çinilere Nakşediyor / Sümeyra Topal

Gazze’nin Acısını Çinilere Nakşediyor / Sümeyra Topal
REKLAM ALANI
18.10.2025
0
A+
A-

“Gazze, kanayan bir yara”

Çini sanatçısı Gülizar Çevik, sanatla birlikte ruhların da tam doygunluğa eriştiğini düşünüyor. Çevik, ruhsal tatmine eren ruhların yaralı gönüllerin de yanında olabileceğini ifade ederek, “Sanatçının bu anlamda toplumsal olaylarda bir duruşu olması gerekiyor. Ben de hepimizin gözleri önünde kanayan bir yara olan Gazze için bir şeyler yapmak istedim ve eserlerimin bazılarını bu yaralı gönüllere ithaf ettim” diyor. Çevik, İstanbul Ticaret Odası Yeni Camii Hünkar Kasrı’nda açtığı ‘Çini ile Zamana Yolculuk’ isimli sergisi için İstanbul Ticaret’in sorularını yanıtladı.

Görüyoruz Ama Dokunamıyoruz

Gazze’yi kırık bir Baba Nakkaş deseni ile temsil etmişsiniz…
Baba Nakkaş deseni çok zor bir desendir. Başını ve sonunu anlamanız mümkün değildir. Başı ve sonu birdir. Çok sevdiğim Baba Nakkaş desenli bu eserimi kırarak, aslında parçalanmış bir Gazze’yi sembolize etmek istedim. Üzerine şeffaf bir tel çektim. Aslında bu parçalanmış gönülleri, yaralı ruhları hepimiz görüyoruz. Ama temas edemiyoruz.

Toplumsal Olaylardaki Duruş

Toplumda iz bırakan olaylar sanatçının duruşunu nasıl etkiliyor?
Bir kere sanatçı olarak duyarsız kalamayız. Gözlerimizin önünde cereyan eden olaylar bizi pas geçemiyor, belki de sanatçının ruh duyargaları daha hassaslaştığı için ister istemez üretiminiz de bundan payını alıyor. Toplumsal olayların eserlerinizde mutlaka bir yansıması oluyor.

Dört Yıl Bekleyen Eserler

Sanatçıyı ilham mı yönlendiriyor, yoksa sanatçı mı ilhamı yönetiyor?
Ben tamamen ilhamla çalışan bir sanatçıyım. Esinlendiğim, beslendiğim kaynaklar oluyor. Ancak onların benim içimde bir doluluğa ulaşması gerekiyor. Belli bir doluluğa erişince zaten, ‘Bunu yapayım’ demiyorsunuz. Eser kendiliğinden ortaya çıkmak istiyor. Örneğin çalışırken ilham yolunuz kapandı. Akmıyor. Bu durumda ben eseri tamamen kaldırırım, dört yıl bekleyen eserlerim dahi var.

Tamamlayan Mesaj

Dört yıl sonunda eser kendisi mi söylüyor tamamlanması gerektiğini?
Evet, birden o dört yıl bekleyen ve hiç gözümün önünde olmayan o eser bana mesaj veriyor. İlham tam da oturması gerektiği yere oturuyor ve ben o eseri çıkarıp belki üç saatte tamamlayabiliyorum. Bir eseri üretirken o esere dair ruhsal tamamlanmışlığınız tükendiyse o eseri fiziken de tamamlamanız mümkün değil.

Susmayı Öğrendim

Sesler, sözler, daima görünme hali… Sanat, bu haller için sakin liman olabilir mi?
Aslında farkında olmadan susmayı öğreniyorsunuz. Çok gürültülü bir dünyadayız. Bazen kimimize acımasızca gelen olaylara maruz kalıyoruz. Kendi özelimde çini bana sakinliği öğretti. Akışta kalma, konuşmama… Bu, bir karşı duruş değil. Suskunluğun içindeki cümleleri bir noktadan sonra görmeye başlıyorsunuz.

İki Yıllık Çalışma

Çinide sanırım bir de keşfiniz var değil mi?
Yüksek lisansımı Rüstem Paşa Camisi’nin çinileri üzerine yaptım. Bu caminin her tarafı çinilerle bezeli. İki yıl boyunca gece gündüz bu camideki çinileri tek tek inceledim. Bu camide kayıtlarda normalde 41 lale olduğu yazılı. Ancak benim çalışmam neticesinde lalerin sayısının 66 olduğu ortaya çıktı. Ebced hesabı ile Allah adının harf toplamı 66’ya tekabül ediyor ki, bu da benim için çok büyük bir anlam ifade ediyor.

Bilgi Olmadan Tasarım Olmaz

Modern tasarımlarınız var ama geleneksel olmadan yeni de olmuyor sanırım…
Tasarım yapabilmeniz için bir kökünüzün olması gerekiyor. ‘Ben tasarım yaptım’ diyerek yola çıkamazsınız. Bir kaynaktan beslenmeniz ve çok iyi öğrenmeniz gerekiyor. Hiçbir dayanağa erişmeyen tasarımların özgün olduğunu düşünmüyorum. Önce her şeyin anlamını bilecek, ondan sonra kendi çizginizi oluşturacaksınız.

Niyetler Yol Çiziyor

“İyi niyetle çıktığım hiçbir yoldan eli boş dönmedim. Sanatımın bana kapılar açtığına defalarca şahit oldum. Niyetiniz safi olduğunda, kazanımlarınız daima eklenerek büyüyor.”

Eksiklerle Tamam Olmak

“Bir kadın, bir anne ve bir sanatçı olarak kimi zaman eksiklikleriniz oluyor. Belki onlarca şapkayı taşıyorsunuz ama eksiklerle tam olmayı sanatla meşgul oldukça öğreniyorsunuz.”

Daima Abdest İle Başlıyorum

“Çini sanatının kutsal bir yönü olduğunu düşünüyorum. Eserlerim zihnimde yeterli doluluğa eriştiyse abdest alarak eserimi icra etmeye başlıyorum. Bu ritüeli yerine getirmezsem eksik kalacağını düşünüyorum.”

Duyguları Tam Yaşamak

“Hiçbir duygunun eksikliğini hissetmiyorum. Tamamlanmayan duyguların insana zarar verdiğini düşünüyorum. Çini ile her duygumu tam olarak yaşıyorum. Elbette insanlarla olmaktan mutlu oluyorum ama tamamlanan bir ruh için ‘kalabalık’ bir zorunluluk olmaktan çıkıyor.”
https://istanbulticaretgazetesi.com/gazzenin-acisini-cinilere-naksediyor

REKLAM ALANI
Süper Lig Birinci Lig İngiltere Premier Ligi İspanya La Liga Almanya Bundesliga İtalya Serie A Fransa Lig 1
Süper Lig
Süper Lig
TAKIM OY AV PU
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.