enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5056
EURO
34,8227
ALTIN
2.491,24
BIST
9.539,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Yağmurlu
15°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Çok Bulutlu
18°C

Yapay Zeka’ya kadın eli değerse!

Yapay Zeka’ya kadın eli değerse!
REKLAM ALANI
A+
A-

Bir arkadaşım tavsiye etti. Kuki ve Blender Bot adlı iki yapay zeka karakterlerinin kesintisiz sohbetleri var.
Ben karakter diyorum ama siz avatar veya sanal kişi diyebilirsiniz…
Kuki, Pandorabots adlı bir şirketin karakteri, BlenderBot ise Facebook’un…
Senaryo yok, gerçek kişilerin yönlendirmesi yok; havadan, sudan konuşuyorlar.
İlginç konulara da giriliyor ama ortalama bir küresel kültüre sahip iki kişinin sohbetleri diyebiliriz.
Aceleleri yok, telaşları yok, sinirlenme, heyecan veya bıkkınlıkları da yok…
Bana iPhone’un Siri’si ile Andoid asistanın sohbeti gibi geldi. Ancak buradaki vizyonu iyi yakalamalıyız!
Yapay Zeka’nın dijital teknolojinin bütün imkanlarını kullanarak, hayatın her alanına hükmedeceğinin en canlı örneklerinden biridir bu.
Biz COVID19 aşısı beklerken, elimizdeki yetkinlikleri kaybetme noktasında başka örnekler de yaşandı.
Geçen yıl önemli bir teknolojik gelişmeye şahit olduk. Pandemi telaşı içinde fazla üzerinde durmadık.
Yapay Zeka, bir gazete makalesi yazdı: “Ben bir insan değilim. Bir robotum. Düşünen bir robot……” şeklinde başlayan bir makale…
Yapay Zeka, işlerimizi elimizden alacak diyorlardı, gazete yazarlarından başlaması farklı bir mesaj oldu.
Bu yazı için oturduğumda, gündeme üç haber daha düştü.
IBM, kuantum bilgi işlem yazılımlarının büyük bir çoğunluğunun üçüncü parti geliştiricilerin de katkıda bulunabileceğini vurguladı. Ve bu yazılımlardan faydalanabileceği şekilde açık kaynaklı olacağını belirtti. IBM’e göre olası iyileşme, hızın 100 kat artmasını sağlayacak.
IBM’in hedeflediği hızlara ulaşması halinde standart bilgisayarlarda aylar süren işlemler, kuantum bilgisayarlarda birkaç saatte gerçekleştirilebilecek.
Dolayısı ile kuantum bilgisayarlar, standart bilgisayarların gerçekleştirmesinin imkansız olduğu görevleri yapabilmenin sınırlarına ulaşma potansiyeline sahip…
Bir diğer haber Elon Musk’tan geldi. Zaten kendisi neredeyse her gün ayrı bir eylemi veya sözü ile gündem oluyor. Borsada hisseleri sıçratıyor, kripto para piyasasına giriyor, yeni roketlerle gündemi değiştiriyor. İşte o Elon Musk, sadece insan zihni ile teknolojinin kontrol edilmesine olanak sağlayacak.
Neuralink hakkında yeni bir açıklama yaptı. Twitter üzerinden felçli bir hastaya yanıt veren Musk, Neuralink’in bu yıl sonlarına doğru insanlar üzerinde denenmeye
başlayacağını belirtti.
İnsan beynine çip yerleştirerek bilgisayara bağlanabilmesine olanak sağlayan Neuralink hakkında yeni gelişmeler var. Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk,
geçtiğimiz günlerde son günlerin popüler sosyal medyası Clubhouse’da Neuralink’in bir maymun üzerinde denendiğini ve maymunun çip sayesinde video oyunu
oynayabildiğini açıkladı.
Son haber de Elon Musk’ın otonom da kullanılabilen otomobili Tesla ile ilgili…

Tesla’nın verdiği istatistiğe göre araç başı kaza oranı 6.95 milyon km’de
1 kaza. ABD’de bugünkü kaza oranı 797.000 km’de 1 kaza. Otonom araçlar 8.8 kat daha güvenli.
Eğer şu anki teknoloji bütün araçlarda kullanılsa, dünyada yılda 1.25 milyon kişi trafik kazalarından ölürken bu sayı 225.000’e düşebilir.
Peki, dünya yapay zekalı otonom araçlar dünyasına hızla geçiş yaparken, biz bu araçların vergisini artırmakla meşgulüz. Bu konuda bir şeyleri yazıma eklemek de
şart oldu. Çünkü o da yapay zeka ile yakından ilgili…
Eşya yani nesne kendi halinde kıymeti harbiyesi yoktur. Eskiden, insanlar ona kıymet izafe ettiği ölçüde bir değere ulaşıyordu, onları yine insan konumlandırıyordu.
İnternet ile insanlar nesneleri birbirine bağladı, ortaya nesnelerin interneti çıktı. Bir sonraki adım ise bunlara akıl yüklemesi yapmaktır. İşte o zaman nesneler ekonomik bir ajan haline geleceklerdir. Daha sonraki adım ise onların birey olmasıdır. Konuya Kiki ile girmemin sebebi odur. İnşallah o günleri görmeyiz.
İnsanların belirlediği Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi, yeni dönemde farklı bir şekil alacaktır. İnsan için en geniş hiyerarşik alan olan yeme içme, nefes alma gibi fizyolojik ihtiyaçlar, yapay zekalı araçlar için teferruat niteliğinde kalacaktır.
Ya tablonun ortasına veya tepesine bakmaya ne dersiniz? Aidiyet veya sevgi ihtiyacı gibi bir ihtiyaç hisseder mi yapay zeka? Ya başarı, estetik gibi seçkinci ihtiyaçlar yapay zekanın Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşinin tepesinde mi yer alır?
İnsani normların olmadığı bu yeni düzende sosyal ilişkilerimizi hangi kriterlere göre konumlandıracağız?
Bu durum yeni filozoflar bile ortaya çıkarır, yeni sosyolojik hipotezlerin ortaya atılmasına sebep olur.
İşte o sebeple, yapay zekaya kadın eli değmeli, diye başlık attım.
Öyle bir ekosistem oluşuyor ki 2025 itibariyle 6.5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Şimdi bile bu alana dair bütçeler her yıl katlanarak artıyor.
Konu sadece trendler, teknoloji tutkusu veya yeni işler değil. Trilyon dolarlık rant alanı doğunca, her girişimci ve her devlet pastadan pay kapmaya çalışıyor.
Diğer önemli konu ise güvenliktir. Yani şoförlü araçlar mı, yapay zekalı otonom araçlar mı daha güvenlidir?
Bir soruyla yapay zekalı araçların güvenliğini sorgulamaya başlayalım:
En basit soru şu, otonom aracın lastiği patlarsa, araç olduğu yerde kalacak mı?
Bir diğer soru şu olabilir. Otonom araç yolda bir inek görse ne yapacak? İnek ile koyunu, at ile eşeği ayırt edebilecek mi?
Veya bir tarafta bir grup insan diğer tarafta bir sürü inek, koyun var. İki seçenek olsa, aracın durdurulması da mümkün değilse hangisi üzerine sürecek aracı?
Bunu bir Temel fıkrasıyla da sorabiliriz.
Hakim, mahkemeye çıkarılan Temel’e soruyor?
– Niye kamyonu pazar yerinde halkın içine sürdün?
– Anlatabilirim Hakim Bey… Kamyonun freni patladı, sağda pazar yeri vardı, solda bir keçi… Ben de direksiyonu keçinin üzerine sürdüm.
– Peki, onca insan niye kamyon altında kaldı?
– Ne yapayım Hakim Bey, keçi hızla pazara daldı, ben de ardından…
Bu durumda yapay zekalı otonom araç, Temel’in yaptığını mı yapardı?
Evet, ihtimal dahilindeki bütün olasılıklar daha araçların beyinlerine yüklenmiş değil. Yapay zekalı bilgisayarlar da bunu doğrulamadı.
Buyurun bir başka olasılık daha…
Bir harabe binanın altına aracınızı park eder misiniz? Peki, yapay zekalı araç için harabe binanın anlamı nedir?
Makine öğrenmesini konuşmak günümüzün popüler alanlarından biri. Belli bir senaryonun işe yararlılığı daha test aşamasında.
Sorular bitmiyor. Algoritma aynı şartlarda aynı şeyi mi yapacak? Bir de testlerin doğruluğunu teyit edecek kriterler nedir?
Yazıyı yazmadan önce iş dünyasından pek çok arkadaşıma şunu soruyu yönelttim. Bugün gazete yazarının yerini alan yapay zeka, yarın öbür gün senin şirketinde de
yönetici olabilir mi? Dahası şirket yönetim kurulunda ağırlık hisseyi yapay zekaya verir misin?
Daha girift durumlar da var. Blockchain teknolojisi ile birlikte kendi ekosistemini kuracak olan yapay zekanın nelere sebep olacağına dair şunu söylenebilir:
Yapay zekalı ve blockchain platformundaki yapay zeka, belki de dünyanın en girift bir şirketin sahibi olabilir. Yani bugünkü Uber’in sahibi böyle yetkilendirilmiş bir
yapay zekalı araç olabilir.
Haliyle böyle gizemli bir patron borsaya da kote olmayı seçebilir.
Yapay zekanın algoritması, gerçeklik ve mantık üzerine kurulu. Ama hayat duygularla devam ediyor. Teknik ifadeyle IQ tavan yapacak ama EQ diplerde dolaşacak.
Şirketimizi yapay zeka yönetmeye başladığında, duygusuz bir yönetimle risk ihtimali kalmayacak ve girişimcilik de bitecek. İşte yeni dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu
şey kadınlarda var.
Biliyorum ki teknoloji cinsiyet ayrımcılığı yapmıyor. Ama ihtiyaç duyduğumuz şey bizde var…
Yapay zekanın yapabileceklerini bir tık öteye de götürebiliriz…
Microsoft vefat eden yakınlarınız ile sohbet edebileceğiniz bir yapay zeka uygulaması için patent başvurusunda bulundu.
Gelecekte bir yakınınız vefat ettiğinde dijital olarak onunla buluşmaya devam etmek ister misiniz?
Bu konuyu işleyen, “Upload” diye bir dizi film bile yapıldı.
Geleceğin korkutucu ama belki de alışmamız gereken bir yeni gerçeği… ölmüş yakınınız ile sanal ortamda bir araya gelmek ister miydiniz?
Koreli anne Jang Ji-sung, sanal ortamda modellenmiş müteveffa kızı Nayeon ile buluştu. Bu tek seferlik buluşma olarak düşünmeyin. Gelecekte satın alacağınız
bir yazılım ile belki bu sanal kızın büyüdüğünü, okula gittiğini veya evlendiğini görecek, sanal torunlarını sevecek.

Dijital ikinci yaşama hazır mısınız?
Bu video ise; müthiş dokunaklıydı… VR gözlüğü evde gezi için denerken bile hissedilen gerçekçiliği kadın en can alıcı olacak şekilde hissetmiş olmalı.
Bu konuda en önemli şeyin kullananın deneyim sonrasında ne hissettiğinin öğrenilmesi, alışkanlıklarının takibi olmalı sanki diye düşündüm…
İnsanların derin acı veya çeşitli duygulara karşı dayanacak yol bulmak, baş etme yolu bulamamak kendilerini gerçeklik duygusundan kopararak kendi sanal hayatlarını
yaratabilir gerçekten de. Mutsuz olduğu gerçek hayatımı yoksa mutlu olduğu sanal hayat mı… Matrix filmiyle biz farketmiştik ilk bu olasılığı. Eğer bu olasılığı
düşünmeye başlarsanız, hangisinin gerçek hayat olduğunu da sorgulamaya başlarsınız…
Bu ihtimalleri sorgulayan bir kadın yazar çıktı. J.K. Rowling’in ünlü kitap serinde, bunun bir benzeri bir olayı Harry Potter ve Ölüm Yadigarları filminde yer verdi… Diriltme taşı isminde bir obje, ölmüş sevdiklerinizin suretini getiriyordu, ancak dokunulamaz ve hissedilemez şekilde… Bundan dolayı o taşın sahibi bir yerden sonra psikolojik bunalıma girerek intihar ediyor.
Teknolojinin istenmeyen sonuçları için kadın eli kaçınılmazdır.
Yapay zekanın yaygın ekonomik ve sosyal ilerlemeyi sürdürmek için inanılmaz fırsatlar sunduğuna inanıyoruz. Bu faydaları elde etmenin anahtarı, yapay zekayı
insan merkezli olacak şekilde geliştirmektir.
Basitçe ifade etmek gerekirse, insan yeteneklerini, özellikle de insanlığın doğuştan gelen yaratıcılığını artırmak için AI geliştirmeyi hedefliyoruz.
İnsanların daha fazlasını başarmasını sağlamak için bilgisayarların yeteneklerini insan yetenekleriyle birleştirmek istiyoruz.
Yapay zeka geliştiricileri en büyük güvencelerinin, teknolojinin güvenlik kriterlerine uygun geliştirdikleri olarak tanımlıyorlar. Yine de bağımsız ve akredite olmayan
robot ve yazılımlar için şimdilik yapılabilecek bir şey yok. En büyük risk alanı da budur.
Bu risk alanını en çok Hollywood kullansa da, boşluğu dolduracak küresel bir konsensus henüz gerçekleşmedi.
Eğer kadın eli bu teknolojiye değerse… Artırılmış yetilerimiz sayesinde, dünya ciddi bir değişim geçirecek. Bu dünyada daha fazla çeşitlilik, iletişim,
dinamizm ve karmaşıklık, daha çok uyum sağlama ve daha çok güzellik olacak. Gelecek şeylerin biçimi daha önce hiç görmediğimiz türden olacak. Neden mi?
Çünkü onlara bu biçimi verecek şey teknoloji, doğa ve insan ortaklığı olacak. Bu bana göre dört gözle beklenecek bir gelecek olacak!
Yapay zeka bugün için bir tercihtir. Ve teknolojinin bize nasıl hizmet edeceğine biz karar veriyoruz. Ama yapay zekanın bir sonraki aşaması bizden daha zeki,
yapay zeka varlıklarının olmasıdır.

Bir de bilinç konusu var.
Daha bilgi yükü, daha hafızası güçlü neyse de hiç kimse yanında, kendisinden daha bilinçli bir cihaz olsun istemez. Ancak yaşlı ve yalnız biri için onun
ne demek olduğunu da unutmayalım. Robotlarda bilinç olmadığı için kişilik de yoktur ve birey olarak kabul edilmiyor. Ama ya bilinç de oluşursa,
o aşamada yapabileceğimiz işe hiçbir şey yok…
Bu yazıyı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi yazdım… Kadınları hatırlamak için bir gün değil, 365 gün ile birlikte önümüzdeki akıl almaz hızla üzerimize gelen
teknoloji de var. Her dalgada bize ihtiyaç duyuluyor ama farkına varan kaç kişi onu bilemiyorum?
Geçen yıl kadınlar günü için hazırladığım konuşmamı iki kadına ayırmıştım. İlki 1950’li yıllarda çocuk kanserleri üzerine hayatını vakfeden Alice Stewart.
Diğeri ise bir gen teknolojisi olan CRISPR-Cas9 ile bütün genetik hastalıkları tedavi edebileceğini gösteren Jennifer Doudna idi. Jennifer Doudna, bu yazıdan sonra Nobel Kimya Ödülü’nü kazandı.
Pandemi öncesi, şehir hayatının nasıl değiştiğini gösteren “Micro Mobility” kavramı ve bugün her köşe başında direklerde duran scooterları yazdım.
Corona telaşı içinde ise, yoğunlaşan şehir hayatı içinde yeni bir çıkış noktası olabilecek “Dikey Tarım”a işaret ettim. Şu an, her iki konuda dünyada en çok yorum yazılan iki alan oldu.
Yeni bir 8 Mart Kadınlar Günü öncesi de “Yapay Zeka” konusunda bir farkındalık oluşturmaya çalışıyorum. Siz de farkındalık oluşturabilecek ve dünyayı olumlu değiştirecek bir konuya dokunmaya gayret edin…
Yazımı mizahi bir yaklaşımla bitireyim… Yapay Zeka’ya sormuşlar: Güzelliği mi istersin, aptallığı mı? Aptallığı, tercih etmiş…
Niye mi? Güzellik geçici olduğu için… Siz siz olun, güzelliği seçin… Herkes güzelliği seçerse, güzellik kalıcı olur…

Zuhal Mansfield
TMG Doğal Taş Madencilik Ltd Sti

REKLAM ALANI