Ukrayna-Rusya gerginliğine kendimi kaptırdık ama bugün asli meselemiz kendini hatırlatacak. İTO rakamları bize gösteriyor ki, enflasyon kendi haline bırakılmaması gereken tehlikeli bir hale geldi. Bugün yüzde 3 civarında bir oran bile gelse yüzde 50 ya da üzerinde bir yıllık TÜFE ile karşı karşıya olacağız. Bu zaten sürpriz ya da şok olmaz.
Önce Pandemi, sonra Rusya-Ukrayna gerginliğinin üretim maliyetleri ve nihayetinde tüketici fiyatlarına olumsuz etkisi daha devam edecek gibi gözüküyor. Bir ankete göre ABD’deki CEO’ların yarısından fazlası “enflasyon beklenenden uzun sürecek” diyor. Türkiye’de CEO’lara anket yapmaya gerek yok. Sokaktaki sade vatandaş bile enflasyonun uzun süreceğini biliyor.
Daha önceki yüksek enflasyon yaşanan dönemlerde, hükümetler enflasyon kadar maaş farkı vererek fakirleşmeyi önlemeye çalışırdı. Özel sektör de mecburen takip ederdi. Ancak, yeni anti-enflasyonist metotlar “hedef enflasyon” neyse ona göre maaş ya da ücret zammı yapılmasını gerektiriyor. Bu durumda TÜİK’in açıkladığı oranlar değil, hükümetlerin hedefleri doğrultusunda belirleniyor artışlar. Hedefler ve gerçekler arasında makas büyüyünce mecburen “iyileştirmeler” yapılıyor.
“Enflasyon Kendi Haline Bırakılamaz..”
Ancak söz konusu iyileştirmeler de, büyük çoğunluğun güvenmediği TÜİK rakamlarına göre yapılıyor. Bu sebeple, firmalar ve kurumlar bütçeleri doğrultusunda maaş ya da ücret düzeltmeleri yapıyorlar. Ancak firmaların gelirleri ve çalışanlarını mutsuz etmemek için yapmak zorunda hissettikleri ücret zamları arasında uyuşmazlık oluşuyor. Bir de üretim maliyetlerinden oluşan bıçak sırtı dengeyi de hesaba katarsak, iş dünyasının işi zor diyebilirim. Çalışanların ve vatandaşların da.
Bu sebeple enflasyonun kendi haline bırakılmaması gerektiğini tekrar ediyorum. Eğer küresel anlamda enerji ve emtiadaki fiyat artışları devam ederse ekonomi yavaşlarken cari açık vereceğiz ve bu durum döviz kurlarını yukarı zorlarken enflasyona yansıyacak elbette. Zorunlu mal ve hizmetlere zam yapıp vergiyi düşürmek maalesef çözüm değil. Vatandaş zorunlu malları, üreticiler de hammadde ve aramalı stoklamaya başladı. Enflasyon ve döviz de bu sebeple güçlü duruşa devam ediyor.
Tüm bunların sonucunda ne olacağı belli: Öyle ya da böyle politika faizleri yükselecek. Biz direndikçe hem kur hem de piyasa faizi yükselecek. Sarf edilen sözlerle kendimizi bağlamadan, doğru adımları atmamız gerekiyor.
https://emrealkin.com/tr/haber/4336/enflasyon-kendini-tekrar-hatirlatacak/
