kalırsa bir sen kalsın benden geriye bir de
öpünce geçmeyen yaralarım
ardımda tek bir iz bırakmadan
yazdığım tüm düşlerin ruhu huzura
yorgun kaburgalarım yurduna
içime sığmayan sesim tanrının nefesine kavuşsun istiyorum
kalırsa bir sen kalsın benden geriye bir de
yol bekleyen gözlerim
silinsin dilimin pası tüm şiirlerden
kağıttan kalemden heceden sözden
gün solsun kırılsın ayna ay kilit vursun geceye
her gece üzerimi örten her sabah pencereme taş atan sensizlik silinsin
kalırsa bir sen kalsın benden geriye bir de
ellerini sakladığım avuçlarım
toprağa kavuşsun kalbim adım unutulsun
gökyüzü dönsün sırtını çocuklar oyuna dalsın
yürüdüğüm yollar tuttuğum dilekler
kağıttan gemiler ettiğim yeminler
hepsi unutulsun
kalırsa bir sen kalsın benden geriye bir de
portakal mevsimi
yıkansın bedenim sarılsın siyah geceye
yorgun bir ağaçtan yapılsın son evim
ardımdan içinde sözlerinin gezindiği bir şiir okunsun
babamın adıyla çocuk kişi niyetine
nasıl bilmezdiniz neden bilmediniz diyerek
sesinden başka kulağıma değen tüm sesler yıkansın
kalırsa bir sen kalsın benden geriye bir de
siyah beyaz bu fotoğrafım